İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan Saraçhane eylemleri birçok ilde sürmüştü. Eylemlerde ve ev baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alınırken 301 genç ise tutuklanmıştı.
Günlerce tutuklu kalan gençlerin bir kısmı tepkilerin ardından tahliye edilirken eylemlerde gözaltına alınan ve tutuklanan gençlerin yargı süreçleri de bir yandan devam ediyor.
Geçtiğimiz Cuma toplam 189 sanıklı iki dava görülmüş, avukatların 'derhal beraat' talepleri reddedilerek iki duruşma da ertelenmişti.
Bugün ise 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'ten toplam 93 kişinin yer aldığı üç davanın ilk duruşması, İstanbul 14., 50. ve 74. Asliye Ceza mahkemelerinde başlandı. Gençler "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılanıyor.
GAZETECİLER DE HAKİM KARŞISINDA
Yargılananlar arasında Saraçhane'deki protestoları takip eden Evrensel muhabiri Nisa Sude Demirel ve ETHA muhabiri Elif Bayburt da bulunuyor.
Gazetecilerin de aralarında olduğu 30 kişinin iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması sanık ve izleyici sayısının fazla olması nedeniyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görülüyor.
Gazetecilerin de aralarında olduğu sanıklar avukatlarıyla duruşma salonunda hazır bulunuyor.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin (MLSA) aktardığı bilgilere göre Avukat Özgür Urfa sorgu yapılmadan derhal beraat karar verilmesini talep etti. Ara karar kuran hakim, derhal beraat talebi ve kolluğun salondan çıkarılması taleplerinin reddine karar verdi.
MAHKEME SALONLARI YETMİYOR
Haklarında dava açılan 33 kişinin duruşması ise İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu davada yargılanan 9 kişi ayrıca "toplantı ve yürüyüşlere silah ve benzeri aletler taşıyarak veya kendilerini tanınmayacak hâle getirerek katılma" iddiasıyla yargılanıyor.
Duruşma salonu kapasitesinin yetersiz oluşu nedeniyle bu duruşma da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda gerçekleşti. Sanık ve avukatların hazır bulunduğu duruşmayı yakınlarıyla beraber Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Milena Buyum da takip etti.
Geriye kalan 30 kişi ise 74. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.
KOPYALA YAPIŞTIR İDDİANAMELER
Savcılık iddianameleri ise kopyala yapıştır şekilde hazırlanmış durumda. İddianamede Saraçhane Bozdoğan Kemeri'nde gözaltına alınan gençlerin "Şişli'de gözaltına alındığı" yazılıyor.
Davalar sanık savunmalarıyla sürüyor.
Sanıklardan Kadir Özkan Keskin:
"Çevik kuvvet yolu kapatmıştı. Bir amir 'Bunları da alın' dedi. Polis kafamı kepenge vurdu. Lise öğrencisiyim aynı zamanda çalışıyorum. 20 gün cezaevinde kaldım, işten atıldım. Şu an ev hapsinde olduğum için çalışamıyorum. Ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyorum."
Avukat Jiyan Tosun:
"Mahkemenizce incelenmeksizin kabul edilen bir iddianame söz konusu. Ayrıca iddianamede suç tarihi olarak 28 Mart yazılı ancak müvekkil 28 Mart sabah 6'da gözaltına alınmıştır. Bu bile tek başına iddianamenin ciddiyetten ne kadar uzak olduğunu göstermektedir."
Sanıklardan Berçem Erçin'in avukatı:
"Savunma yapacağım ama müvekkilin hangi fiiline yönelik yapacağımı bilmiyorum. İddianamede sanık isimleri ve bir sürü kanun yer alıyor. Dosyaya müvekkilin iki yıl önceki fotoğrafını da sunduk. Ama hiç kimse bunları araştırmadı. Bu durumda ivedilikle beraat kararı verilmesi gerekiyor."
"BOYNUMDA FOTOĞRAF MAKİNESİ OLDUĞU ANLAŞILIYOR"
Savunmasına başlayan Gazeteci Elif Bayburt:
"Ben gazeteciyim, Etkin Haber Ajansı muhabiriyim. Gazeteciler olarak halkın, gençlerin, kadınların eylemlerini, meşru ve haklı tepkilerini kayıt altına almak gibi tarihsel bir sorumluluğumuz var. Bu bilinçle eylemleri takip ettim. Dosyada yer alan fotoğraf Maçka'dan Şişli'ye yürünen günden. Boynumda basın kartı ve fotoğraf makinesi olduğu anlaşılıyor. İnsanların tepkilerini kısmak ve gazetecilere gözdağı vermek amacıyla bu gözaltılar yapıldı. Suçlamayı kabul etmiyorum ve beraatimi talep ediyorum."
Bayburt'un avukatı Özge Büşra Boyoğlu:
"Müvekkil gazetecidir. Basın özgürlüğünü kullanarak mesleğini icra etmek için oradaydı. Suçun unsurları oluşmamıştır. Kendisi gazeteci olduğu için dosyanın tefrik edilmesini talep ediyoruz."
"AĞACIN ARKASINA SAKLANARAK FOTOĞRAFIMI ÇEKTİ"
Evrensel gazetesi muhabiri Nisa Sude Demirel:
"Dosyaya sunulan fotoğraf Maçka parkından. Kim olduğunu bilmediğim sivil biri ağacın arkasına saklanarak fotoğrafımı çekti. O fotoğrafın bu dosyaya eklenmesini art niyet olarak değerlendiriyorum ve kabul etmiyorum. Başka dosyalarda da gazetecilerin yakın çekim fotoğrafları dosyaya sunuldu. Adeta bir cadı avı. Ortada ne kanuna aykırı eylem ne de benim dağılmadığımla ilgili bir delil var. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve hepimizin beraatini talep ediyorum."
Demirel'in avukatı Devrim Avcı:
"Müvekkillin orada bulunması görev icabı. İddianamede yer alan suç tarihinde müvekkil zaten o tarihte gözaltında. Suçun unsurları oluşmamıştır. Dosyanın tefrik edilmesini talep ediyoruz."
33 GENCİN DAVASI 17 EKİM'E ERTELENDİ
50. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan altısı ev hapsindeki 33 gencin duruşması 17 Ekim'e ertelendi.
Duruşmaya katılanların adli kontrolleri ve ev hapsi cezaları kaldırıldı.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Duruşmalar öncesinde üniversite öğrencileri arkadaşlarına destek göstermek için İstanbul Adliyesi önünde açıklama gerçekleştirdi.
Gençler açıklamalarında "Bizler hep birlikte omuz omuza nasıl mücadele ettiysek, bunun bir devamı olarak gördüğümüz dava süreçlerinde de hep birlikte olacağız. Haklarımıza, özgürlüğümüze, geleceğimize nasıl hep birlikte sahip çıktıysak, hakları gasbedilen arkadaşlarımıza da hep birlikte sahip çıkacağız" dedi.