ACAR, “HAKLARIN İADESİ İÇİN KOMİSYON KURULMALI”
Acar sözlerine şöyle devam etti: “Bir kısım haklar elbette elde edildi. Özellikle kamuda kılık yapma serbestliğini sağlayan Memur-Sen’in öncülüğündeki 12 milyon 300 bin imzanın toplanması ile meslekten istifa etmiş, ayrılmak zorunda kalmış, pek çok kardeşimiz görevlerine geri döndü. Ya da o dönemde öğrenciyken, 10-15 sene sonra okullarına dönüp mezun olan kardeşlerimizle ilgili süreçler belli bir aşamaya getirildi. Bu hakları iade etme anlamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyoruz ama eksiklikler var. Özellikle açıkta geçen sürelerin telafisi, onların SGK borçlanma süreçleriyle ilgili olan borç görünmesi, görevde olmamalarından kaynaklanan hak kayıplarının telafisi anlamında, Memur-Sen olarak 2-3 gün önce yapılan çalıştayları ifade edildiği gibi komisyon kurulması taraftarıyız. Ve bu süreç içerisinde öğrenciyken, meslekteyken, memuriyetteyken ayrılmış, el çektirilmiş, hak kaybına uğramış ne kadar kardeşimiz varsa bu hakların iadesi noktasında bir komisyon kurularak buraya başvurun yapılması ve bunların hakların iadesinin sağlanması noktasında mücadelemizi büyütüyoruz, sürdürüyoruz.”“28 ŞUBAT ÖZGÜRLÜKLERE SAVAŞ AÇMIŞTIR”
28 yıl önce seçilmiş hükümete yapılan darbeyi asla unutmadıklarını belirten Polat, “28 yıl önce, hiçbir zaman demokratik bir yolla iktidara gelemeyen/gelemeyecek olan vesayet odaklarının, kanun, hak, hukuk, teamül, meşruiyet, görgü, nezaket, insaniyet gözetmeksizin, milletin hür iradesiyle seçilmiş hükûmete karşı yaptıkları darbeyi asla unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat, küresel sömürü çetesinin, millet düşmanı beynelmilel iş birlikçileriyle müştereken tezgâhladıkları, ‘bin yıllık’ temel değer ve dayanaklarımızı bütünüyle çökertmeyi amaçlayan çok yanlı, çok yönlü bir darbedir. Milletin hür iradesiyle işbaşına getirdiği demokratik yönetimi iktidardan indirmeye odaklanan darbeciler, millî iradeyi gasp, zenginliğimizi talan etmiş, özgürlüklere de savaş açmıştır.” dedi.“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE YAPILMIŞ BİR DARBEDİR”
O dönemde ekonomi, finans, eğitim hayatı, yargı ve basının tahakküm altına alındığını ifade eden Polat, “Özgürlük ve medeniyet değerlerinden yana olan herkes, her kurum zorbaca cezalandırılmıştır. Millî iradenin idareye dönüşmesiyle ekonomide, yönetimde, demokraside, toplumsal barışta, gelir dağılımında iyileşmelerin başladığı bir dönemde, Türkiye’nin yolu kesilmek, yürüyüşü engellenmek istenmiştir. 28 Şubat, siyasi iradeyle birlikte Türkiye’nin ekonomik birikimlerine, yaşama heyecanına, inanç değerlerine, demokrasi irade ve talebine, eğitime, sağlığa, özgür basına, haber alma özgürlüğüne, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize; maddi ve manevi varlıkları ile bütün Türkiye’ye, Türkiye’nin geleceğine yapılmış bir darbedir. Milletimiz, sabrı, feraseti ve dirayeti ile bin yıl süreceği söylenen zalim kuşatmanın zincirlerini kısa zamanda kırmıştır.” ifadelerini kullandı.
“28 ŞUBAT DEMOKRASİ TARİHİNDE KARA BİR LEKEDİR”
“28 Şubat, ülkemizin insan hakları, düşünce ve demokrasi tarihinde kara bir lekedir.” diyen Polat sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu planlayanlar, uygulayanlar ülkeye ve millete çok büyük bir kötülük etmiş; hayallerimizi, heyecanımızı, umudumuzu, enerjimizi ve elbette kazanımlarımızı ve birikimlerimizi gasp etmiştir. Zorbalığın egemen olmak istediği o zor zamanlarda, ‘beşli çete’ diye nam salan ihanet şebekesi içinde bazı sözde sivil toplum yöneticilerinin de olması, millet vicdanında derin yaralar açmıştır. Benzer tezgâhı daha sonraları ‘Ulusal Birlik Hareketi Platformu’ adıyla tertip eden bu vesayet savunucusu anlayış, milletin özgür iradesini ve demokratik haklarını elinden alanlarla doğrudan iş birliği yaparak emek, hak ve özgürlük mücadelesinin yüz karası, utancı olmuştur.”“MEMUR-SEN BASKILARA, HAKSIZLIĞA KARŞI DİRENMİŞTİR”
Memur-Sen’in o dönemde büyük bir direniş mücadelesi verdiğini vurgulayan Polat, “Memur-Sen ülkenin ve milletin geleceğinin tehlikeye girdiği o meşum ihanet sürecinde, varlık amacından taviz vermeden baskıya, yasaklara, haksızlığa karşı her türlü riski göğüsleyerek direnmiştir. Bugün de, milletin demokrasi ve refah alanını genişleten gelişmeleri, eskiye özlemle içine sindiremeyen hasmane tutumlara karşı tavrımızda bir değişiklik yoktur. Her türlü özgürlükler yasaklanırken, banka kasalarının hortumlandığı, ülkenin faiz, döviz, enflasyon batağında iflasa sürüklendiği o zor, sıkıntılı zamanlarda, tepki vermek şöyle dursun, bu zorbalıkları destekleyen bazı sivil toplum örgütleri, özellikle de sanayici ve iş adamlıklarını öne çıkaran malum derneğin, bugün demokrasi ve hukuk düzleminde yapılan icraatı eleştirmesini pek masum ve iyi niyetli görmüyoruz.” şeklinde konuştu.