CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, gözaltına alınan kişilerin adli kontrol muayenelerinin hastane yerine emniyet binalarında gerçekleştirilmesi uygulamalarına ilişkin olarak Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdi. Önergede, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün, hekimleri resmî sağlık kuruluşlarında yapılması gereken adlî amaçlı sağlık kontrollerini “emniyet birimlerinde” gerçekleştirmek üzere görevlendirdiğini belirten Pala, bu durumun hem yasal düzenlemelere hem de tıbbi etik ilkelere aykırılık taşıdığına dikkat çekti.
“Ceza Muhakemesi Mevzuatı Sağlık Muayenesini Açıkça Hastanede Yapılmak Üzere Düzenliyor”
Pala, önergesinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilgili yönetmeliklerin, gözaltı muayenelerinin resmî sağlık kurumlarında yapılmasını öngördüğünü hatırlatarak “Gözaltına alınan kişilerin muayenesi, hekim-hasta gizliliği çerçevesinde, uygun tıbbi koşullar altında, bağımsız bir ortamda yapılmak zorunda. Emniyet binasında yapılan sözde muayene, hastanın mahremiyet hakkını ve hekimin bağımsızlığını zedeler. Bu uygulama hukuk devleti ilkesini de sakatlar” dedi.
Pala, Adli Tıp uygulamalarına ilişkin İstanbul Protokolü gibi uluslararası standartlarda, adli muayenenin güvenli, mahrem ve tıbbi ekipmanların bulunduğu hastane koşullarında yapılması gerektiğinin açıkça vurgulandığını belirtti. “Emniyet binalarında laboratuvar, röntgen, konsültasyon gibi hizmetler yok. Hekimin hastayla yalnız kalması gerektiğinde bile ortam uygun değil. Buna rağmen Bakanlık veya İl Sağlık Müdürlüğünün hekimleri orada görevlendirdiği görülüyor. Bu açıkça meslek etik ilkelerine aykırı. Kim bu kararı verdi, hangi saiklerle verdi?” diye sordu.
“Sağlık Kuruluşu Yerine Emniyette Muayene, Hem Hekime Hem Yurttaşa Zarar Verir”
Pala, önergesinde hekimlerin bu biçimde görevlendirilmesinin kamu sağlık hizmetine de olumsuz yansıyacağını vurguladı. “Meslek ilkelerine ve yasal düzenlemelere aykırı davranmaya zorlanan hekim kamu sağlık sistemine yabancılaşabilir. Öte yandan gözaltındaki kişinin de bağımsız hekim muayenesine erişim hakkı ihlal ediliyor. Olası işkence, kötü muamele iddialarına dair tarafsız raporlar da tehlikeye giriyor” ifadelerini kullandı.
Soru önergesinde, İzmir’de hekimlerin emniyet birimlerinde muayene yapmak üzere görevlendirilmesinin Bakanlık kararı olup olmadığı; ilgili görevlendirmenin hangi silsile içinde gerçekleştirildiği; mevzuata uygun olmayan ve gerekli tıbbi koşulları taşımayan ortamda adli kontrol muayenesi zorlamasının hangi gerekçelerle yapıldığı; yurt çapında kaç kişinin adli kontrol muayenesinin emniyet birimlerinde gerçekleştirildiği ve bu amaçla hangi illerde kaç hekimin görevlendirildiği sorularına yanıt bekleniyor.
“Olası Kötü Muamele Örtbas Edilmek mi İsteniyor?”
CHP’li Pala, söz konusu uygulamanın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası, Anayasal haklarını kullanarak protestolara katılan yurttaşların gözaltına alınması sürecinde gündeme geldiğine dikkat çekerek “Bu yasadışı uygulama Emniyet birimlerindeki olası kötü muamelelerin örtbas edilmek istendiği kuşkusunu doğuruyor” dedi. Resmî sağlık kuruluşlarında yapılması zorunlu olan bir işlemin emniyete taşınmasının “kolluğun denetiminde bir tıbbi mekanizmanın kurulması” anlamına gelebileceğini, bunun da tıbbın evrensel ilkeleriyle taban tabana çeliştiğini vurguladı.
“İnsan Hakları ve Hekim Bağımsızlığı Korunmalı”
Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarını yakından takip edeceğini belirterek “İnsan haklarından ve tıp etiğinden taviz verilemez. İnsan haklarını korumak, yurttaş güvenliğini ve sağlığını tesis etmek, kamu kurumlarının asli görevleri arasındadır. Bakanlık, ivedilikle bu uygulamanın durdurulduğunu ve sorumluların açığa çıkarılacağını açıklamak zorundadır.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.