Bursa Tabip Odası'ndan yapılan açıklama şöyle;
Uluslararası koruma statüsünün iptaline karşı başlatılan hukuki süreci devam eden ancak bu arada faydalandıkları sağlık sigortasının geçersizleştirilmesiyle tedavi masraflarını karşılayamayan Afganistan göçmeni Tebriz Saifi'nin, bu nedenle sağlık hizmetlerine erişiminin büyük ölçüde aksadığı öğrenilmiştir. Kronik hastalıları ve yakın takip ihtiyacı olduğu ve kendi başına yardımsız yaşamını sürdüremediği belirlenen bireyin durumu yaşam ve sağlık hizmetlerine erişim hakkının ihlalini gündeme getirmektedir ve bu yönüyle acil müdahil olunması gereken kabul edilemez bir durumdur.
Biliyoruz ki yaşama, güvenlik, işkence yasağı gibi sivil hakların yanı sıra, sosyal adalet ve eşitliği sağlamaya yönelik olan sağlık hizmetlerine erişim ve sosyal güvenlik hakkı da bugün ulusal ve uluslararası yasal mevzuattaki yerini almıştır. 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de sağlığa, uygun yaşam standardı hakkının (md. 25) bir parçası olarak değinmiştir. 1966 tarihli Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nde ise sağlık hakkı bir insan hakkı olarak tanınmış olup o tarihten itibaren diğer uluslararası insan hakları sözleşmeleri, sağlık hakkı veya tıbbi bakım hakkı gibi unsurları tanımış veya bunlara atıfta bulunmuştur.
Sağlık hakkı içinde; herkesin ulaşılabilir en yüksek sağlık düzeyinden yararlanabilmesi için fırsat eşitliği sağlayan bir sağlık koruma sistemine sahip olma hakkı, temel ilaçlara erişim, temel sağlık hizmetlerine eşit ve zamanında erişim, sağlık hizmetlerinin, ürünleri ve kurumlarının ayrım gözetilmeksizin herkese sağlanması gibi bazı sosyal hakları da barındırır.
Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Üyelerinin Haklarının Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme (md. 28), tüm göçmen işçilerin ve ailelerinin, hayatlarını korumak veya onarılamaz zararlardan kaçınmak için acil tıbbi bakım alma hakkına sahip olduğunu öngörür. Bu bakım, ikametlerinde veya istihdamlarında herhangi bir usulsüzlük olup olmadığına bakılmaksızın sağlanmalıdır. Hem Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, vatandaş olmayanlara ilişkin 30 (2004) numaralı genel tavsiyesinde, hem de Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, ulaşılabilir en yüksek sağlık standardın ilişkin 14 (2000) numaralı genel yorumunda taraf devletlerin; vatansız kişilerin önleyici, tedavi edici ve hafifletici sağlık hizmetlerine erişimlerini reddetmekten veya sınırlamaktan kaçınarak, yeterli bir fiziksel ve zihinsel sağlık standardına sahip olma haklarına saygı duyulması gerektiğini vurgulamaktadır. Aynı zamanda Sağlık Özel Raportörü, bir nüfus içindeki en savunmasız gruplardan olan hasta sığınmacıların veya belgesiz kişilerin, insan hakkı olarak tıbbi bakım haklarından mahrum edilmemesi gerektiğini de vurgulamaktadır.
Yaşanan sorun sadece Tebriz Saifi ve ailesinin ya da diğer mülteci, göçmen ve sığınmacıların değil tüm insanlığın sorunu, sorumluluğu ve dramıdır.
Bursa Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu olarak her bir bireyin sağlığa erişim hakkının sağlanmasına yönelik sürecin takipçisi olacağımızı bildirir ve yetkililerin sağlık hakkına ilişkin; saygı gösterme, koruma ve yerine getirme yükümlülüklerini tekrar vurgulamak isteriz.