MAHMUT VURAL / BURSA SAATİ Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi, Bursa Planlama Ajansı ve Yerel Reform Girişimi Derneği işbirliğiyle konut hakkı ve belediyelerin sürdürülebilir konut politikalarının konuşulduğunu "Yerel Reform Buluşmaları" paneli Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) gerçekleştirildi. Düzenlenen panele Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Yerel Reform Girişimi Derneği Başkanı ve önceki dönem bakanlarından Murat Karayalçın, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve Bursa Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Açılış konuşmalarını gerçekleştiren Bursa Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur, konut hakkının temel bir insan hakkı olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi’nin 25. maddesine atıfta bulunan Atanur, her bireyin sağlık, refah ve barınma hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, dünya genelinde milyonlarca insanın bu hakka erişemediğine dikkat çekti.

Atanur, kentleşmenin hızlanması, gelir eşitsizlikleri, mülkiyet ilişkilerindeki dengesizlikler ve küresel ısınmanın etkileri nedeniyle konut krizinin derinleştiğini belirterek, konut hakkının yalnızca bireysel bir ihtiyaç değil, kolektif bir sorumluluk olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.

Sorumluluğun yerel yönetimler, merkezi otoriteler, akademi, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün iş birliğiyle üstlenilmesi gerektiğini belirten Atanur, çözüm için inovatif politikalar geliştirilmesi, toplumsal katılımın artırılması ve daha kapsayıcı şehirler yaratılmasının önemine değindi.

Son olarak “Atılacak adımlarla insan onuruna yakışır, sürdürülebilir ve erişilebilir yaşam alanları oluşturmalıyız” diyen Atanur, bu süreçte herkesin sorumluluk alması gerektiğinin altını çizdi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konut hakkına ilişkin yaptığı konuşmada, salonun boş olmasını üzüntüyle karşıladığını belirterek, konutun yalnızca dört duvar ve bir çatıdan ibaret olmadığını vurguladı. Ayrıca Başkan Bozbey, “Konut, bir insanın yaşamını sürdürebileceği, güven içinde yaşayabileceği, çocuklarını büyütebileceği ve mahallesinde kök salabileceği bir yuva demektir” dedi. "KONUT, LÜKS DEĞİL TEMEL BİR İNSAN HAKKIDIR"

Anayasa’nın 57. maddesi ve Birleşmiş Milletler’in tanımlarına atıfta bulunan Başkan Bozbey, barınma hakkının temel bir insan hakkı olmaktan çıkıp, yalnızca belirli bir kesimin erişebildiği bir lüks haline geldiğine dikkat çekti. Sosyal konut yetersizliği, plansız yapılaşma ve ağırlaşan yaşam koşullarının, özellikle dar gelirli vatandaşların konut edinmesini zorlaştırdığını belirten Başkan Bozbey, “Konut hakkı, tıpkı eğitim ve sağlık gibi temel bir haktır ve yalnızca alım gücü yüksek olanların erişebileceği bir ayrıcalığa dönüşmesini kabul etmiyoruz. Konut, lüks değil temel bir insan hakkıdır” ifadelerini kullandı.

“EV SAHİBİ OLMAK BİR AYRICALIĞA, KİRACI OLMAK İSE BİR BELİRSİZLİĞE DÖNÜŞTÜ”

Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak konutun ticari bir meta haline getirildiği kentleşme modelini doğru bulmadıklarını belirten Başkan Bozbey, enflasyon ve kentsel dönüşüm süreçlerindeki adaletsizliklerin konuta erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığına işaret etti. Ardından Başkan Bozbey, “Ev sahibi olmak bir ayrıcalığa, kiracı olmak ise bir belirsizliğe dönüştü. Konut meselesi, piyasa dinamiği olmaktan çıkarılmalı ve sosyal bir hak olarak ele alınmalıdır” dedi.

"KAÇAK YAPILAŞMA VE ADALETSİZ DÖNÜŞÜME KARŞIYIZ"

Bursa’nın Türkiye’nin en hızlı büyüyen kentlerinden biri olduğunu vurgulayan Başkan Bozbey, bu büyümenin plansız ilerlediğini ve kaçak yapılaşma oranının yüksek olduğunu belirtti. Kentsel dönüşüm politikalarının bütüncül bir yaklaşımdan uzak olduğunu dile getiren Başkan Bozbey, “Yeşil alanların ve sosyal donatı alanlarının yetersizliği, sağlıklı konutlara erişimi zorlaştırıyor. Bu noktada, dayanıklı, erişilebilir ve mahalle kültürünü koruyan sosyal konut projelerinin artırılması gerektiğine inanıyoruz. Kaçak yapılaşma ve adaletsiz dönüşüme karşıyız” dedi.

"DEPREME DAYANIKLI VE SOSYAL DESTEKLİ KONUTLAR ÜRETMELİYİZ"

Bursa’nın birinci derece deprem kuşağında bulunduğuna dikkat çeken Başkan Bozbey, yeni konut üretiminde depreme dayanıklılığı esas aldıklarını ve mevcut yapı stokunu güçlendirmek için çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Sosyal kira destek mekanizmaları oluşturulması gerektiğini vurgulayan Bozbey, “Kiralık konut piyasasının tamamen serbest piyasanın insafına bırakılması, toplumsal adaleti bozmaktadır. Depreme dayanıklı ve sosyal destekli konutlar üretmeliyiz” diye konuştu.

BAŞKAN BOZBEY’DEN DOĞANBEY TOKİLERİNE VURGU

Kentleşme sürecinde yaşanan olumsuz örneklere de değinen Başkan Bozbey, Doğanbey TOKİ ve Nilüfer Ataevler dönüşümü gibi projelerin kent dokusuna zarar verdiğini belirterek, “Bursa’nın yaşam kalitesini göz ardı eden projelere geçit vermeyeceğiz” dedi.

Bursa iş dünyasının ortak aklı zirvede buluştu Bursa iş dünyasının ortak aklı zirvede buluştu
“KENTLER YALNIZCA BİNALARDAN İBARET DEĞİLDİR”

Vatandaşların konut hakkına sahip çıkmalarını ve kentlerinin geleceği için mücadele etmelerini isteyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey Bozbey, “Kentler yalnızca binalardan ibaret değildir; insanları, dayanışması ve kültürüyle nefes alır. Her yurttaşın güvenli, huzurlu ve insan onuruna yaraşır yaşam alanlarına sahip olması en öncelikli hedefimizdir. Yaşanabilir, adil ve sürdürülebilir kentler inşa etmek için kararlılıkla çalışacağız” ifadelerini kullandı.

KARAYALÇIN’DAN KONUT SEFERBERLİĞİ ÇAĞRISI

Reform Girişimi Derneği Başkanı ve önceki dönem bakanlarından Murat Karayalçın, Türkiye’de konut yapım gücü ve arzusu olan tüm kesimlerin harekete geçirilmesi gerektiğini belirterek, ulusal çapta bir konut seferberliği çağrısında bulundu.

“EŞ ZAMANLI BİR ÇALIŞMA YÜRÜTMELİYİZ”

Karayalçın, Türkiye’de konut üretme potansiyeline sahip dört temel kesim olduğunu vurgulayarak, “Merkezi yönetim, yerel yönetimler, konut sahibi olmak isteyen yurttaşlar ve özel sektör bu süreçte aktif rol almalıdır. Bu dört kesimin gücünü, hevesini ve niyetini harekete geçirerek, yeni bir konut ve kent siyaseti çerçevesinde eş zamanlı bir çalışma yürütmeliyiz” dedi.

Belediyelerin konut politikalarında kritik bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten Karayalçın, “Yeni kent alanları belirlenmeli ve altyapılı arsalar üretilmelidir. Belediyeler, kullanılabilir yeni kent alanlarını tanımlayarak, bu bölgelerde arsa kamulaştırması yapmalı ve gerekli altyapıyı oluşturmalıdır. Kent merkezleriyle bağlantı sağlanmalıdır. Yeni yerleşim alanları, raylı sistemler ve toplu taşıma hatlarıyla kent merkezine entegre edilmelidir” şeklinde konuştu.

KARAYALÇIN’DAN KENT ANAYASASI VURGUSU Bursa özelinde de vurgulanan çevre düzeni planlarının aciliyetine dikkat çeken Karayalçın, tüm belediyelerin kent dokusunu koruyacak bir “kent anayasası” hazırlaması gerektiğini ifade etti. KARAYALÇIN’DAN BANKALAR İÇİN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMALAR Karayalçın, merkezi yönetimin de konut krizinin çözümünde aktif olması gerektiğini belirtti. Bankaların konut kredisi açmaya istekli olduğunu belirten Karayalçın, bu sürecin sübvansiyon mekanizmalarıyla desteklenebileceğini ifade etti. Ayrıca Türkiye’deki bankaların milyarlarca dolarlık projeleri finanse edebilecek güce sahip olduğunu belirten Karayalçın, bu finansal kaynakların konut projelerine yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. KONUT SAHİBİ OLMAK İSTEYENLER NE YAPMALI?

Konut edinmek isteyen bireylerin tek başlarına piyasa şartlarında ev sahibi olmasının zorlaştığını vurgulayan Karayalçın, örgütlenmenin önemine dikkat çekti. Özellikle dar gelirli vatandaşlar için kooperatif modelini öneren Karayalçın, “Kooperatifler, konut talebini örgütleyerek toplu hareket etmeli, Mimarlık ve mühendislik projelerini hazırlayarak süreci profesyonelce yönetmelidir. Kredi başvurularını organize ederek finansman erişimini kolaylaştırmalıdır. Yapım sürecini ihale veya emanet yöntemiyle üstlenerek maliyetleri düşürmelidir. Ödeme planlarını belirleyerek finansal istikrarı sağlamalıdır” dedi.

Son olarak Karayalçın, konut krizinin çözümünün ancak devlet, yerel yönetimler, vatandaşlar ve özel sektörün ortak hareket etmesiyle mümkün olacağını belirterek, tüm kesimleri bu sürecin bir parçası olmaya davet etti.