BUSİAD ev sahipliğinde düzenlenen iftar yemeğine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ve BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar katıldı.

İftar sonrası konuşma gerçekleştiren BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Ramazan ayı, yardımlaşma, bereket, nefsini terbiye etme, hoş görü, birlik ve beraberlik ayıdır. İnsan, fanidir, geçicidir, ölümlüdür. İnsanı ölümsüz yapan ise yaşadığı ömür değil, bıraktığı eserler, fikirlerdir. İnsanlar ve kurumlar tarihe bıraktıkları bu izlerle anılırlar. Gerek bireysel hayatlarımızda gerekse sivil toplum kuruluşları ya da kamusal görevlerimizde bu gerçeğe göre hareket etmemiz insan olmamızın da bir uzantısıdır. Çünkü insan geçmişiyle biçimlenip, geleceği biçimlendirmeye çalışan bir varlıktır aynı zamanda. Biliyoruz ki geçmişi değiştiremeyiz ama geçmişten edindiğimiz deneyimlerle geleceği şekillendirip dönüştürebiliriz.
“DİJİTAL DÖNÜŞÜMLERİ BAŞARMANIN YOLU DA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMDEN GEÇMEKTEDİR”Ülkemizin gelişimini sağlayacak olan yeşil ve dijital dönüşümleri başarmanın yolu da toplumsal dönüşümden geçmektedir. Toplumsal dönüşümde eğitim, kadının ekonomi ve toplumdaki rolünün güçlenmesi, hukuk ve demokrasi konularındaki gelişmeler çok önemli yer tutar. Bu döngüsel bir harekettir. Eğitim, demokrasi, hukuk ve insan haklarındaki gelişme ekonomiyi, ekonomideki gelişmeler de bu alanlardaki ilerlemeyi hızlandırır. Bu bilinç ve düşünce ile biz iş insanları, bu konulara ilişkin görüş ve önerilerimizi oluşturuyor, raporlaştırıyor ve kamuoyu ile paylaşıyor, bunun da kamusal anlamda görevimiz olduğunu düşünüyoruz.

Günümüze kadar önemli aşamalar kaydetmiş olan eğitim sistemimizin günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi için daha atılması gereken önemli adımların olduğu da bir gerçektir. İkincisi ise, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Tüm kadınlarımızın bu özel ve anlamlı gününü kutluyor ve tamda bahsettiğim konulara uygun ve hepimizin dikkate alması gereken bir sloganla iyi ki varsınız diyorum. Hadi gelin karbon ayak izimizi azaltırken kadın ayak izimizi artıralım.
“SANAYİNİN PİLOT’U BURSA, DÖNÜŞÜMÜN DE PİLOT’U OLMAYA HAZIR”Bu arada vizyon belgemizi geliştirdik ve kendimize yeni bir motto oluşturduk. Bursa’nın Türkiye’de organize sanayinin ilk kurulduğu kent olmasından hareketle, “Sanayinin Pilot’u Bursa, Dönüşümün de Pilot’u Olmaya Hazır” dedik. Bunun için de yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümün şart olduğunu vurguladık. En çok da paradigmanın değişmesi gerektiğine inanarak toplumsal dönüşüm üzerinde durduk. Ve dedik ki; Bursa, Sanayi, tarım ve turizm sektörlerinde katma değeri yüksek teknolojiler kullanmalı, Yeşil ve dijital dönüşümü başarmalı, Toplumsal dönüşümü sağlamalı. Tüm bunları da sürdürülebilir kılarak ülkemizde örnek gösterilecek pilot bir kent olmalıdır.

Ardından da 2050 Çevre Düzeni Planının bu yıl sonunda şekilleneceğinin açıklanmasıyla yeni bir söylemi benimsedik ve “Bursa’mız için yeni bir hikâye yazmanın vakti geldi” dedik. 2050 Bursa Çevre Düzeni Planı’nı salt nereye sanayi nereye tarım alanı nereye yaşam alanı koyulacak olarak da görmüyoruz.
Biz, “2050 dünyasında nasıl bir Bursa bulmak istiyoruz?” sorusuna yanıt verecek şekilde hayal gücümüzü açık tutuyoruz. “Antroposen” yani “İnsan çağı” olarak adlandırılan bu çağımızda dijitalleşme ile birlikte yapay zekayı da konuşmaya başladık. Şunu hatırlatmak isterim ki dünyamız bu konunun henüz daha başında!

Yapay zekâ ile birlikte yaşantılarımızın ve global iktisat anlayışımızın da değişmekte olduğunu görüyoruz. Bu değişim bize 2050’li yıllarda bambaşka bir dünya yaratacaktır. Bu devrimsel değişimi kaçırmamamız gerekiyor. Bunu kaçırmak, sanayi devrimini kaçırmaktan çok daha kötü olacak, geriye dönüp onu yakalamak ta kolay olmayacaktır. Gerek ülkemize ilişkin ileriye dönük planlamalarımızı yaparken gerekse Bursa’mızın 2050 yılını planlarken dünyamızın o tarihlerde nasıl olacağını da mutlaka göz önüne almamız gerekir.

Sanayiciler, çalışanlar, esnaflar, çiftçiler ve toplumun tüm kesimleriyle birlikte hareket etmenin Bursa’nın kalkınmasındaki en büyük etken olduğunu dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Kentimizin büyümesini sanayi, tarım, ticaret ve çevre dengesini koruyarak sağlamalıyız" şeklinde konuştu.
Ortak akıl ve katılımcı yönetim anlayışıyla hareket edeceklerini belirten Bozbey, "Bursa için alınan her kararda sizlerin katkısı büyük önem taşıyor" diyerek sanayicilere seslendi.

Tarih boyunca “Yeşil Bursa” olarak anılan kentin doğal güzelliklerini koruyarak sanayileşmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Bozbey, "Bazı değerlerimizi kaybettik ama hep birlikte bunları geri kazanabiliriz. Bursa kalkınırken doğa da korunmalı, sanayileşirken yeşil kimlik güçlendirilmeli. Yeşil Bursa kimliğini yeniden kazanacak” ifadelerini kullandı.
"BURSA’NIN KENT ANAYASASINI HAZİRAN AYINA KADAR TAMAMLAYACAĞIZ"Başkan Bozbey, Bursa’nın sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak için bir bölü 100 binlik Çevre Düzeni Planı üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bu planın Bursa’nın sanayi, tarım, ticaret ve yeşil alan dengesini koruyarak büyümesini hedefleyen bir yol haritası olduğunu ifade eden Bozbey, planın tüm kesimlerin görüşleri alınarak hazırlandığını ve haziran ayına kadar meclisten geçirilerek kent anayasasına dönüştürüleceğini belirtti.

Bu süreçte Bursa’daki akademik danışma kurulu, üç üniversitenin temsilcileri ve akademik oda başkanlarının da sürece dahil edildiğini aktaran Bozbey, 188 kuruma görüş talebi gönderdiklerini ve geri dönüşleri toplamaya devam ettiklerini söyledi.
Başkan Bozbey, "Sanayi ve çevre birbirine rakip değil, aslında birbirini tamamlayan unsurlar. Bu yüzden birlikte karar vererek katılımcı bir anlayışla bu süreci yönetmek istiyoruz" dedi.
