Çanakkale ne geçildi ne unutuldu!

Cumartesi yoğun bir etkinlik günüydü.

CHP Nilüfer ilçe başkanı Özgür Şahin’in düğünü vardı. TR Düşünce Kulübünde Mustafa Bozbey konuktu. Saadet Partisi, basın bilgilendirme toplantısı düzenlenmişti.

Bütün bu davetleri bir kenara koyarak, Yıldırım Belediye Başkanı, aynı zamanda Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği Başkanı Oktay Yılmaz’ın Çanakkale davetini kabul ettim.

Gecenin 03.30’unda uyandık, 04.00 civarında yola çıktık; gazeteci arkadaşım Mustafa Gültekin’in ‘Öğrenci servisinden bozma araçla!” dediği minibüsle…

Araç kötü ama Yıldırım Belediyesi’nin basın biriminden oluşan mihmandarlarımız mükemmeldi.

****

Recep Altepe döneminde başlatılan bir etkinlikti Kireçtepe Şehitlik anması. Her yıl Çanakkale savaşında en çok şehit veren Bursa’nın seyyar jandarma taburunun çarpıştığı ve ilk savaş anıtının dikildiği Kireçtepe’de buluşma gerçekleşiyordu.

Alinur Aktaş döneminde önemsenmeyen, ne yazık ki Mustafa Bozbey’in ilk başkanlık yılında da unutulan bu önemli etkinliğin ev sahipliğini Oktay Yılmaz üstlendi.

Her ilçeye otobüsler gönderildi. Şehit-gazi aileleri, öğrenciler, muhtarlarla birlikte 30 otobüs, bin 300 kişi ile adeta Bursa çıkarması yapıldı Çanakkale’ye…

****

Bu toprağın vatan olmasının, vatan kalmasının bedelinin ağır olduğu topraklardayız” dedi gazetecilerle buluşmasında Başkan Yılmaz…

Ben de anıtın önünde bulunan yazıtta da yer alan bilginin ayrıntısını paylaştım arkadaşlarla…

Savaşın dumanları tüterken, Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı’nın 1334 (1918 yılında) yayınladığı Harp Tarihi Mecmuası’nın kapağında hem kurşunların üst üste konulduğu anıtın fotoğrafı hem de Anafartalar Kahramanı Yarbay Mustafa Kemal’in fotoğrafı vardı.

Tıpkı basımı da yapılan bu yayın organı bize kanıtlıyor ki, savaşın en kritik anında doğru karar vererek zafere giden yolu açan Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğündeki bu başarı Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözü oldu.

Çanakkale’de savaşan kadro, burada edindiği savaş deneyimi ile Kurtuluş Savaşı’nı başardı, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

İNGİLİZLERİN ALÇAKLIĞI

Törenin ardından Boğaz’ın her yanından görünen şehitlik anıtını, Seyit Onbaşı’nın 215 kiloluk gülleyi kaldırdığı Rumeli Tabyasını ziyaret ettik.

Rehberimiz Hüseyin Kavak’tan o büyük şehitlik anıtı önünde verdiği bir bilgiyi hayretler içinde öğrendik.

Savaş devam ederken Osmanlı Devleti, 7 veya 8 anıt dikiyor, savaş alanlarına…

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın ardından İngilizler, daha önce modern savaş gemileriyle, toplarıyla, sömürgelerden topladıkları paralı askerlerle alamadıkları Gelibolu yarımadasını işgal ediyorlar.

Orada bulunan anıtları yıkıp, kendi mezarlarını dikiyorlar,

Lozan anlaşması sırasında İsmet İnönü’ün önüne ‘Bu topraklarda askerlerimiz yatıyor, bizim olmalı’ pazarlığını yapıyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları buna izin vermiyor.

Ya tam bağımsız Türkiye ya ölüm diyorlar!

ATATÜRK’ÜN YÜCE GÖNÜLLÜLÜĞÜ

Gittiğinizde bakın, sırtınızı anıta, yüzünüzü denize döndüğünüzde sağınızda yeşillikler arasında kilise çanı gibi bir yer göreceksiniz, orada 15 bine yakın Fransız askeri yatıyor.

Bakmayın siz Fransız askeri denmesine, onlar da Fas-Tunus-Cezayir’den gelen Müslüman askerlerdi ve ölülerini bizim topraklarımıza bıraktılar.

Bir yandan binlerce kilometre öteden gelen ‘Türkler yamyamdır, sizi pişirip yiyebilirler’ diye kandırılan Anzak’lar, öte yandan aynı dine mensup Müslümanlar ve Bedir’in Aslanları koyun koyuna yatıyorlar.

Paylaşamadıkları toprağın altında huzur içinde uyuyorlar.

Büyük Atatürk şu sözleri boşuna söylemedi:

Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

****

Bu yazının dipnotu: Cumartesi günü Çanakkale’de güzel bir hava vardı. Binlerce, on binlerce insan şehitliklere akın etmişti. Ortak vatan duygusunun egemen olduğu bu topraklarda şunu düşündüm, Çanakkale ruhu yaşıyor. Çanakkale geçilmediği gibi unutulmadı da…