Ekrem İmamoğlu ile Tayyip Erdoğan birbirine benziyor mu?
Daha doğrusu İmamoğlu ikinci bir Erdoğan olur mu?
En son söyleyeceğimi en başta belirteyim:
Olmaz, olamaz…
****
Olmaz çünkü İmamoğlu dünya ve Türk klasiklerini okuyarak büyüyen, kendini yetiştiren bir insan…
Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin okuyan, Zülfü Livaneli dinleyen birinden otoriter yönetici olur mu?
****
Düşünün Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da bir özel sanat merkezi var.
Batı İstanbul Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı’nın sahibi olduğu ve 2022 yılında açılan Galeri Beylikdüzü'nde çeşitli sanatsal etkinliklerin düzenleniyor.
Galeri Beylikdüzü’nün tanıtım yazısında Ekrem İmamoğlu bakın neler yazmış:
“Birtakım objeleri biriktirmek, insanlar için çok eski zamanlara uzanan bir gelenek. Antik Dönem’den Ortaçağ’a, Rönesans’tan modern zamanlara dek farklı amaçlarla devam eden bu gelenekte kimi zaman önemli savaş ganimetleri, kimi zaman kutsallık atfedilen objeler, kimi zamanda eski eserler ve çeşitli sanat eserleri saklanmaya değer bulunmuş. Müzeciliğin ve koleksiyonculuğun temelleri de böyle atılmış. Geçmişin mirası bu sayede geleceğe aktarılmış. Günümüzde de toplamaya, biriktirmeye, saklamaya devam ediyoruz. Koleksiyonculuk bazılarımız için bir tutku, bazılarımız içinse bir uzmanlık alanı. Benim içinse beni besleyen, araştırmaya, öğrenmeye yönlendiren, sanata ve sanatçıya destek verme ihtiyacı hissettiren bir misyon. 90’lı yıllardan itibaren gönül verdiğim bu alan, benim için ömür boyu devam edecek.
Bunca zamandır biriktirdiklerimi sevgili hemşerilerimle paylaşma sorumluluğumun bir gereği olarak hayata geçirdiğimiz ‘Galeri Beylikdüzü’, figüratif resimlerden soyut resimlere; heykellerden video art’a; çağdaş sanat yapıtlarından baskı eserlerine kadar oldukça zengin bir koleksiyonu ziyaretçilerle buluşturacak. Koleksiyonda; Abidin Dino’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na; Devrim Erbil’den Sabri Berkel’e; Fahrelnissa Zeid’den Cihat Burak’a; İbrahim Balaban’dan Süleyman Saim Tekcan’a; Hüsamettin Koçan’dan Alp İşmen’e; Gökçe İrten’den Refik Anadol’a, farklı kuşaklardan gelen, farklı teknikleri kullanan birbirinden değerli sanatçılarla karşılaşacaksınız. Sizleri, ilham verici bir sanat yolculuğuna davet eden Galeri Beylikdüzü’nün hem şehrimize hem de İstanbullulara daha fazla hayal kurduran, umut aşılayan bir sanat durağı olmasını diliyorum.”
Bunları söyleyen, yazan, biriktiren biriyle Tayyip Erdoğan aynı olabilir mi?
****
Bence iki ortak noktaları var, biri Karadenizli olmaları ki, orada da farklılık var.
İmamoğlu Trabzonlu, Tayyip Erdoğan Rizeli ama Kasımpaşa’da büyüdü. Ailesinden aldığı Rize kültürünü, Kasımpaşa’nın arka sokaklarında başka şekle büründürdü.
İkisi de futbol oynadı, biri kaleci öbürü hücum oyuncusu…
****
Bunun dışında ortak noktaları yok!
Yönetiş biçimleri de aynı değil! Tayyip Erdoğan, ortak akılla başladı, süreç içinde tek olmayı seçti.
İmamoğlu 2014 yılından bu yana yerel yönetimde başkan, tek adam olmanın işaretlerini verirdi, öyle yapmadı.
****
İkisi ekonomik davranış olarak da aynı değil; biri yoksul bir ailede büyüdü, onun getirdiği alt kültürle ‘Saray’ yaşamını tercih etti.
Tam bu noktada bir anımı anlatayım…
2003 yılında Başbakanlık Basın Müşaviri olarak görev yaparken, Tayyip Erdoğan seçildi, geldi.
Eski başbakanlık binasında iki yemekhane var, biri tabldot öbürü sipariş usulü…
Biz zaman zaman orada, paramız bol olduğu zaman özel yemekhanede yiyorduk.
Bakanlar filan da geliyordu, misafirleriyle…
Sordum, “Başbakan Erdoğan geliyor mu buraya?” diye…
“Hayır” dediler, “O İstanbul’dan belediyeden 17 çalışan getirdi, yemekleri özel olarak yapılıyor.”
Şaşırmıştım, halkın çocuğu, milletin adamı Erdoğan, milletten çok farklı bir beslenme biçimi vardı demek ki…
***
İmamoğlu ise aileden gelen zenginlikle yaşadı. Siyaset makamı onun yaşamında büyük farklılıklar yaratmadı.
****
İmamoğlu tek adam olsa ilk itiraz edecek kişi sosyalist kültür almış olan eşi olur. Emine Erdoğan bu ülkeye çok yararlı işler yaptı. İlk kez bir cumhurbaşkanı eşi konu mankeni olmaktan çıktı, gerçek işlerin yapılmasına öncülük yaptı. Ancak Erdoğan’ın tek adam sevdasının önüne geçemedi.
****
Kaldı ki CHP’de tek adamlığa izin verilmez.
Alevi partisi suçlamalarının gırla gittiği bir dönemde Alevi genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuktan indiren CHP delegesi-üyesi-kamuoyu tek adamlığa barikat kurar.
Ülkeyi kurtaran, kuran adam olarak ‘Tek Adam’ Atatürk’tü.
O bile Avrupa’da faşizm ve Stalin despotluğu sürerken, tek parti rejimleri yaygınlaşırken, iki kez çok partili yaşama geçiş denemesi yaptı.
***
Ayrıca İmamoğlu, hemen her konuşmasında ‘Parlamenter sisteme geçeceğiz’ sözünü vermedi mi?
Sözünden geri dönemez, dönmesine izin verilmez.
Sonuç olarak diyorum ki, ikisini birbirine benzetmek elma ile armudu aynı görmekten öte domatese patates muamelesi yapmak demektir.
EKREM İMAMOĞLU PERŞEMBE BURSA’DA
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda çalışmalarına başlayan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, 13 Mart Perşembe günü Bursa’ya geliyor. İmamoğlu, Nilüfer’deki Cengiz Göllü Voleybol Salonu’nda saat 13.00’de Bursalılarla buluşacak.