Akaltun'un açıklamalarından satır başları şöyle;
"
AK Parti iktidara geldiğinde 2002’de yüzde 34.3 oy almıştı. 2007'de 46.6 aldı. 2011'de 49.8 aldı. 2015’te 40.9 aldı, seçim iptal edildi. Kasım ayına geldiğinde 49.5 aldı. 2018’de 42.6 aldı. Son seçimde 35.6 aldı. Baktığımızda %50'den %35.6’ya gelen bir parti var. İkincisi 2019 yerel seçimde AK Parti 44.3 oy almıştı, son seçimde 35.5 oy aldı %25'lik bir oy kaybı var, belediye seçiminde ise %50’den %35'lere gelen 15 puanlık bir kayıp yani bu durumda kendisi de müşteriyi kaybetmiş demektir.
Baktığımızda negatife giden bir süreç, kaybettikten sonra tekrar zirveye çıkabilen bir siyasal parti yok CHP dışında. CHP, DSP toplamı %30'lara sadece dört defa geçebildi. Her fani ölümü tadacağı gibi her siyasal partide doğuyor büyüyor bir iddiasını ortaya koyuyor, bunu başarırsa bir süre devam ediyor sonra aşağı iniyor.
Sayın Erdoğan’ın söylediği "Her iki kişiden bir kişi bize oy verdi millet iradesine mi karşısın?" sözü vardı. Bugün her üç kişiden bir kişi Sayın Erdoğan’a oy verdi. Üç kişiden iki kişi Sayın Erdoğan’ın partisinden iktidarda kalmazlarsa memnun değil. Ülkeyi kim yönetiyor, son gelen seçimlere baktığımızda %65 - %70'lik bir kitlenin yaşadığı şehirleri CHP yönetiyor. Bu da siyasal süreçte Erdoğan’ın daha da negatife gitmesinin sonucu.
İktidarın var olma amacı, bizi rahat huzurlu yaşatmaktır, konforlu yaşatmaktır. Kendimiz için çocuklarımız için ve geleceğimiz için. Bu günümüz kötü, gelecek ile ilgili ümit olsa partinin oyu artardı. Olmadığına göre yeni arayışlar var.
AK Parti’nin en büyük iddiası, parti kongrelerinin tek adayla gitse bile il ilçe kongrelerini, mahalle toplantılarını bile büyük coşku ve heyecanla yapmasıydı. Bugün AK Parti kongreleri oluyor kaçımız farkında, eskiden her kongreyi Türkiye’deki herkes bilirdi, artık kongrelerine kendi adaylarını seçmenlerini götüremiyor.
Türkiye’nin her yerinde şunu görüyoruz, 'Ben iktidardan düşersem bir kaos olur' diyerek seçmenini ikna etmesi gerekiyor. Eskiden bayraktı artık böyle tekrar kullanma şansı kalmadı. Dinsel kavramlardı, Ezanlar susmaz, bayrak inmezdi. Devlet Bahçeli, Apo gelsin konuşsun diyor. İran’da Irak‘ta ve Orta Doğu‘daki gelişmelere baktığımızda, yurt dışında büyük devlet idealimiz ortadan kalktı.
Sayın Erdoğan’ın pozitif siyaset yapma argümanları kalmadığı için zorunlu olarak, istese de istemese de negatif kavramlarla, söylemlerle siyaset yapmak zorunda. Sayın Erdoğan da bunun doğru olmadığını biliyor, ancak doğru olmadığını kabul edince gitmeyi kabul etmeniz gerekiyor. Gitmeyi kabul etmezseniz o zaman burada daha negatif kavramlarla tutunmaya çalışırsınız.
Yani siz Barcelona'da oynuyorsunuz, yaşınız 30 - 35'e gelmiş. Jübile yapma yaşınız gelmiş. Arkadan 20 yaşında gençler geliyor, jübileyi kabul etmezseniz daha düşük profili, Avrupa’da başka bir takıma, orada da olmazsanız Orta Doğu’ya daha çok paralara gidiyorsunuz.
Gitme zamanını bilmek gerekiyor. Siyasal kavramlar sayın Erdoğan’a 22 yıllık iktidarınızın sonuna geldiğini sandıkta seçmen gösteriyor. Ama kabul etmeyince hepimize makul gelmeyen siyasetle, makul gelmeyen şeylerle karşılaşıyoruz. Olağan dışı şeyler yaşamaya devam edeceğiz demiştim hatırlarsanız, devam edeceğiz."
https://youtu.be/g4pv1olq_7A