Savaşın, ölümün, tutuklanmaların, işkencelerin kol gezdiği bir dönemde (Bugün sanki çok farklı mı?) öğretmenlikten atılınca şairliğe, yazarlığa soyunmuştu Rıfat Ilgaz…

Doğanın o muhteşem sesinden esinlenerek ‘Ağacın ağaca kıydığı görüldü mü?’ dizesini yazarken, ‘İnsanın insana kıydığını’ ima etmesi, Ilgaz’ın uzun eziyet dolu mücadele yılları geçirmesine neden oldu. ‘Sınıf’ yazdığı için tutuklandı, yargılandı. Oysa onun kast ettiği egemen-ezilen sınıflar değildi o sırada; bildiğiniz sınıftı.

Anımsıyorum 12 Eylül’de bile o ilerlemiş yaşına rağmen cuntacılar tarafından gözleri bağlanarak zindanlara tıkıldı.

Aslında o biraz da bizim özgürlüğümüz için eziyet çekti; selam olsun Rıfat Ilgaz’a…

****

Rıfat Ilgaz’ı tanımadım ama oğlu Aydın Ilgaz’ı, büyük yazarın doğduğu ve de yaşamının son yıllarını geçirdiği Cide’de Sarı Yazma Festivali’nde tanımıştım. Babasının ‘Yokuş Yukarı’ kitabını imzalattığım Aydın Ilgaz’ı, Bursa basınının yüz akı isimlerden Kastamonu-Çatalzeytinli Esat Kaplan tanıştırmıştı. O artık aramızda değil ama torun Anıl Ilgaz, Nilüfer Belediyesi’nin, dedesi Rıfat Ilgaz’ı ‘Yılın Yazarı’ ilan ettiği toplantıda karşımızdaydı.

****

Rıfat Ilgaz, 1911’de dünyaya gelmiş, cumhuriyetin aydınlanma savaşçılarından biri olmuştu.

Bursa Valiliği'nden "Sağlıklı Beslenme Yolculuğum" projesi Bursa Valiliği'nden "Sağlıklı Beslenme Yolculuğum" projesi

1940 kuşağının yazarıydı. Hem tek parti döneminin baskılarına maruz kaldı hem de Demokrat Parti’nin zulmüne…

Aynı dönemin şairi-yazarı Atilla İlhan, kendi kuşağı için ‘Fedailer mangası’ nitelemesinde bulunmuştu.

Acılı kuşağın yazarı Rıfat Ilgaz çoğu yurttaş tarafından sadece Hababam Sınıf ile tanındı.

Oysa o verdiği yapıtlarla Türk yazın yaşamına büyük katkıları olan bir yazardı.

Sarı Yazma, Karartma Geceleri, Halime Kaptar bizim kuşağın vazgeçilmez yapıtlarıydı. Yılın Yazarı Danışmanı Turgay Fişekçi, çok doğru bir saptamayla, “Biz Rıfat Ilgaz’ı Hababam Sınıfı ötesinde tanıtmak için uğraşacağız” diyerek, bu önemli yazarın öteki yanlarına daha çok vurgu yapacaklarının mesajını verdi. YILIN YAZARI YILLARIN ÖDÜLÜNÜ HAK EDEN BİR ETKİNLİK Kimin düşüncesiydi bilmiyorum ama Mustafa Bozbey’in bu kente kazandırdığı bir büyük etkinliktir Yılın Yazarı’nın belirlenmesi…

Türk edebiyatının klasikleşmiş isimleri bir yıl boyunca Nilüfer’de yaşayanların, dahası Bursalıların gündemine getiriliyor; okunuyor, okutuluyor.

Kısacası, düşün dünyamızı zenginleştiren yazarlar bir yıl boyunca burada yaşatılıyor.

2013 yılından bu yana sürüyor bu gelenek…

Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Sait Faik, Sevgi Soysal, Fakir Baykurt başta olmak üzere ülkemizi çorak toprak olmaktan çıkaran, karanlığa karşı her biri aydınlık savaşçısı olan yazarların yapıtları, düşün dünyaları Nilüfer’in toprağında yeniden yeşertiliyor.

Az şey midir bu?

****

Ve şimdi o bayrağı Nilüfer’in yağmasına karşı çelik iradesiyle duran Başkan Şadi Özdemir devraldı.

Görükle’de üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu bölgede harika bir şekilde düzenlenmiş Koza Kütüphanesi’nde basın bilgilendirme toplantısında Başkan Özdemir, Yılın Yazarı Rıfat Ilgaz’ı açıklamakla kalmadı, basın mensuplarına büyük yazarın ‘Sarı Yazma’ yapıtını armağan ederek, kültürel ilk harcı koydu.

HAYAL GÜCÜ BAKANLIĞI KURULSUN

Hazır konu sanat-edebiyattan açılmışken, pazartesi akşamı izlediğim önemli bir etkinlikten söz etmeliyim.

Uzun yıllar Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin en aktif yöneticilerinden olan Nuray Özdemir’in davetiyle gittik etkinliğe… Bursa Inner Wheel Kulübü’nün Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği UCİM yararına Betül Arım’ın sahne aldığı ‘Dışarda Hiçbir Şey Var’ isimli gösteriyi izledik.

Ben diyeyim 300, siz deyin 400 kadın salonu hınca hınç doldurmuştu.

Aydınlık yüzlü cumhuriyet kadınlarıydı tamamı…

****

Açılış konuşmasını dönem başkanı Özlem Güner yaptı ve gelen konukları tanıttı. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, UCİM’in Türkiye temsilcisi Mine Kahraman, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, Türk Kadınlar Birliği Bursa Şube Başkanı Tijen Sözeri, Kükürtlü Muhtarı Canan Akın Erdem, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Yüksel Baysal anons edilen isimler arasındaydı.

***

Betül Arım’ın yaşam enerjisini arttıran söyleşi-gösterisinde ben en çok B. Shaw’dan aktardığı sözü sevdim:

Beni en iyi tanıyan kişi terzimdir. Her defasında ölçümü yeniden alıyordu.”

İnsanın değişmeyeceğine inanan pek çok kişi var çevremde… Oysa asıl olan değişimdir. Herkes öyle ya da böyle değişir; ya olumlu yönde ya da yaşam koşullarından ötürü olumsuz yönde…

Bir defasında Dr. Ceyhun İrgil anlatmıştı, “Ben 20 yıl önceki Ceyhun’u döverdim” demişti.

Hangimiz geçmişimizi dövmüyorsak biliniz ki ya dogmatik bir kafaya sahibiz ya da düpedüz ölüyüz!

***

Bir de ‘Hayal Gücü Bakanlığı kurulsun’ önerisini çok sevdim. Kurulur mu bilmem ama herkes kendi bakanlığını ilan etse ne güzel olur!

***

Ve son olarak Bedia Muvahhit’ten aktardığı öykü, bu topraklarda kadın sanatçıların tümünün yaşam öyküsüdür aslında…

Oyun sonrasında bir kadın sanatçıya yanaşır, “Harika oynadınız, teşekkür ederim. Ben de oyuncu olmak istiyordum ama babam izin vermedi” dedi. Bedia Muvahhit ‘Neden izin vermedi?” diye sorunca kadın, “Babam orospu olursun” demişti. Söze çok kızan sanatçımız, “Peki sonradan nasıl oldun?” diyerek lafı gediğine koydu.