Olay, 5 Mayıs 2024 tarihinde Kastamonu'nun Merkez ilçesi Dere köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, terk edilmiş haldeki bir aracı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince araç ve çevresinde yapılan incelemeler neticesinde, bölgedeki su kanalının içinde başı kesilmiş halde ceset bulundu. Bulunan cesedin 4 gündür kayıp olarak aranan ve Araç ilçesine bağlı İğdir köyünde yaşayan Adem Yeşilgil'e (48) ait olduğu belirlendi. Jandarma ekiplerince, 4 günlük bir aramanın ardından Yeşilgil'e kayıp kafası da cesedin bulunduğu yerden 2 bin 200 metre uzaklıkta bulundu. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma çerçevesinde jandarma ekiplerince olayı gerçekleştirdikleri tespit edilen Şerife K., Niyazi K. ve E.Ö. gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şahıslar çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandı.
Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde Şerife K., Niyazi K. ve E.Ö. hakkında dava açılan dava görülmeye başlandı. Davanın ilk celsesinde hakim karşısına çıkan sanıklar savunma yaptı.
"MUSKA YAPTIRARAK BENİ KENDİSİNE BAĞLATTI"
Kendisini savunan Niyazi K., "Ben çiftçilik yapıyorum. 2022 yılında cezaevinden çıktım. Uslandığımı zannettim. Şerife, olaydan bir yıl önce tarlamıza günlük sarımsak dikimi için çalışmaya geldi. 15 gün tarlamızda çalıştı. Bu sırada kendisiyle aramızda gönül ilişkisi oluştu. Ölen arkadaş Şerife'nin eniştesi oluyor. Şerife ile ilişkimiz başlayınca ben evden koptum. Ben bütün işimi gücümü bırakıp Şerife'nin yanına gittim. 'Böyle devam ederse benim yuvam dağılacak, böyle olmaz. Sen beni bırak, bende seni bırakayım, şimdiye kadar ne olduysa oldu' dedim ve Şerife'den ayrıldım. 4 ay ara verdik. Benim tehdit ettiğimi söylemiş. 'İlişkimiz yoktu. Gönül ilişkimiz yok' demiş. Telefonumda videoları var. Yalan konuşuyor. Muska yaptırarak beni kendisine bağlattı. Muskalarda çantasından çıkmış. 'Bana zorla uyuşturucu içirtti' demiş. Şerife'nin çantasından 100 gram metamfetamin çıkmış, benim bundan haberim bile yok. Beni nasıl tuzağına düşürdüyse, sürekli beni farklı telefonlardan aradı" dedi.
"ENİŞTEM DE 10 MİLYON PARA VAR, ALIP KAÇALIM DEDİ"
Olay günü Şerife'nin kendisini arayarak eniştesinde 10 milyon lira para olduğunu söylediğini anlatan Niyazi K., "'Bu parayı alıp kaçalım' dedi. 'Nasıl alacağız' diye sordum. 'Ben ayarlayacağım. Hastalandım diye eniştemi Kastamonu'ya çağıracağım' dedi. Ben olayların buraya geleceğini tahmin etmedim. Bütün oklar Niyazi'ye döndü. Biz, olay yerine gidince 'Murat, Yavuz ve Şerife, parayı çıkart' dediler. Ben cinayeti işlemedim. Ekin tarlasının arasından Murat ile Yavuz geldi. Araçtan çıkan silahlar da Şerife'nindir. Erkekliğe sığmaz diye benim dedim. Şerife'nin zihniyetini anlayamadım. Şu anda 5 kişinin yuvasını yıktı. Silahı Murat ateşledi. Köprünün altında kanlar gördüm" diye konuştu.
"ÖLDÜRDÜKTEN SONRA NİYE KAFASINI KESTİLER, BÖYLE BİR ŞEY YAPTILAR BİLMİYORUM"
Olayın yaşandığı sırada alkol ve uyuşturucu etkisi altında olduğunu belirten Niyazi K., "Murat, silahla Adem'i vurunca herkes olay yerinden dağıldı. Kimse ateş edeceğini düşünmedi. Niye kafasını kestiler, böyle bir şey yaptılar, bilmiyorum. Bu olay olunca 'aracı imha edeceğiz, delilleri karartacağız' denildi. Bir tek olay yerinde ben kaldım, diğerleri kaçtı. Maktulün başını keseni de bilmiyorum. Kimin başını kestiğini görmedim. Kesilen başı Adem'in kendi aracına koymuşlar. Cesedi de tarlanın kenarında bulunan derede köprünün altına sürüklemişler. Ben cesedi görünce korktum. 3-4 el ateş etti diye hatırlıyorum. Olay sırasında alkol ve uyuşturucu etkisi altındaydım" şeklinde konuştu.
"KESİK BAŞ, BENİM TELEFONUMLA ÇEKİLMİŞ, NASIL ÇEKİLDİ BİLMİYORUM"
Kesilen başın fotoğrafının kendi telefonundan nasıl çekildiğini bilmediğini ifade eden Niyazi K., "Şerife ile Adem arasında gönül ilişkisi varmış, Şerife benim nikahlı eşim değil, bizim derdimiz sadece Adem'in parasını almaktı. Aklımızda öldürmek se yoktu. Şerife önce Adem'i, sonra beni kafasına taktı. Şimdi de 5 kişinin yuvasını yıktı. Kabul etmekle bir şeyleri en büyük suç benim. Normal bir olay değil. Silahla ben ateş etmedim. Suçu ben işlemediğim için silahı da atmadım. Biz sürüklerken cesedi Murat da olay yerinden ayrılmış. Kesik baş aracın bagajındaymış, ben görmedim. Kesik baş, benim telefonumla çekilmiş, nasıl çekildiğini bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
"TELEFONDA ENİŞTEMİN KAFASININ RESMİNİ GÖSTERDİ, VÜCUDU YOKTU, BEN KORKTUM"
Hakkında hazırlanan iddianameyi ve suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Şerife K. ise, "Eniştemle gönül ilişkim yok. Eşime bana şiddet uyguladığı için boşanma davası açtım. Niyazi de 'seni Allah çıkardı karşıma, sana bugüne kadar çektiklerini unutturacağım' dedi. Ben, utandığım için Niyazi'yi sevdiğimi söyleyemedim. Eniştemi yanımıza çağırdık. Niyazi, 'biz Şerife ile gideceğiz' dedi. Eniştem de 'üstü başı yok, nereye gidecekseniz? Mahkemesi bitince gidersiniz' dedi. Niyazi ile eşinin arası açıkmış. Ben de boşanacaktım. Bu sırada gönül ilişkimiz oldu. Niyazi, 'seni benden kimse alamaz dedi, beni kandırdı. 28 yıllık eşim söylemedi, enişten ne kadar parasının olduğunu, neden söylesin. 'Bacanak bizi Kastamonu'dan çıkar' diye Adem'i çağırdı. Eniştem aracını biraz ileriye sürdü. Niyazi, üzerine montunu alıp araçtan indi. Yarım saat sonra ıslak bir şekilde geri geldi. 'Eniştem nerede diye sordum, soru sorma beynini patlatırım, sıra sana da gelecek' dedi. Oradan benzinliğe gittik. Bagajdan silah ve mermi alıp çantama koydu. 'Senin de ecelin geldi' diye beni ormana götürdü. Telefonuma ateş edip dağıttı. 'Sana artık kimse ulaşamaz' dedi. Sürekli bir şeyler içiyordu. Ben de sigara içtim, başım çok fena şekilde döndü. Ben Murat'ı görmedim, tanımıyorum. Eniştemin parasını alacağını bilmiyordum. Biz kaçacaktık, bize yardımcı olacağını zannediyordum. Arkamdan iş çevirmiş. Telefonda eniştemin kafasının resmini gösterdi, vücudu yoktu, ben korktum. Niyazi, 'bana senin hakkında enişten araçta kötü söz kullandı' dedi. Bu yüzden Niyazi bunu yapmış olabilir. Arkamdan çevirdiği işleri bilemedim. Haberim yoktu. Özür diliyorum. Benim suçum yok. Benim videolarımı çekip dağıttı. Gururumla, namusumla oynadı. Özür diliyorum. Onlar da benim ailem. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Diğer tutuklu sanık E.Ö. de, "Hiçbir şeyden habersiz, suçsuzum. 10 aydır cezaevinde yatıyorum. Ben cesedi ve kesik başı görmedim. 'Araçların camlarını kırık görünce kaza mı yaptın' diye sordum. O da bana 'evet' dedi. Cinayet işleyecekleri aklıma gelmedi. Ben her şeyi adliyede öğrendim. Benim olayla ilgili bilgim yok. Soruşturma evresinde bana kesilmiş baş resmi gösterdiler. O yüzden korktum, poşetin içerisine bakmadım. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.
Maktul Adem Yeşilgil'in eşi K.Y. de, "Şerife'ye hakkımı helal etmiyorum. Onu kendi ellerimle ben büyüttüm. Hepsinin cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Maktul Adem Yeşilgil'in kızı H.Y. ise, "Masal anlatır gibi anlatıyorlar. O suçu ona atıyor, diğeri ona atıyor. Para için bu işi yapmışlar. Babamı tanınmayacak hale getirmişler. Yalan konuşuyorlar. Babamın 7 tane ata altını vardı. 10 milyon parası yoktu. Her şeyimizi satsak 3 milyon etmez. Para için bunu yapacaklarını zannetmiyorum. Neden yapmışlar sebep neymiş, açıklamalarını istiyorum. Cezalandırılmalarını istiyorum" dedi.
Maktul Adem Yeşilgil'in kızı Ş.Y. de, "Ben, babama Şerife'nin erkek arkadaşının tehlikeli olduğunu ve uyuşturucu kullandığını söyledim. Babama karışmamasını söyledim. Şikayetçiyiz, cezalandırılmalarını talep ediyoruz" diye konuştu.
Maktul Adem Yeşilgil'in kızı F.Y. ise, "Babama, Şerife'ye yardım etmemesini söyledim. Şerife'nin çıplak fotoğraflarını gönderdiler bize. Babamda Allah rızası için bir bataklığa düştüğünü söyleyip yardım ediyorum dedi. Babam, Şerife'ye madde sattırıp tehdit ediyorlarmış dedi. Şerife, babamın yerini söylemedi. Farklı yerlerde arattırdı. Babam, üzerinde para, altın taşımazdı. Altınlar evdeydi. Babamın başına olay gelince evdeki altınları bulamadık. Sanıklardan şikayetçiyiz. Cezalandırılmalarını istiyoruz" dedi.
Mahkeme heyeti, Niyazi K. ve Şerife K.'nin tutukluluğuna devam kararı verirken, E.Ö.'nünde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının kararlaştırdı. Heyet, duruşmayı da ileri bir tarihe erteledi.