HABER: MAHMUT VURAL
Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Mudanya'da gerçekleştirilen riskli bina envanteri çalışmasını Montania Otel'de açıkladı.
Montania Hotel’de düzenlenen toplantıya Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Orkun Gazioğlu, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Mudanya ilçe Başkanı Kurtuluş Furkan Atalay, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme ve İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem katılım gösterdi.
"MUDANYA’DAKİ BİNALARIN ENVANTERİNİ ÇIKARDIK"
Mudanya’nın fay hattı üzerinde bulunduğunu hatırlatan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bazı uzmanlara göre burada, İstanbul’da beklenen büyük depremden daha önce bir sarsıntı olabilir. Bu yüzden korkmak değil, önlem almak zorundayız” dedi.
Göreve geldikten sonra kentsel dönüşüm ve deprem güvenliği konusunda uzman bir ekip oluşturduklarını belirten Dalgıç, “Tüm Mudanya’daki binaları tek tek inceledik. Planladığımızdan daha kısa sürede saha çalışmasını tamamladık. Ancak, sahadan elde edilen verileri detaylı bir şekilde analiz etmemiz gerekiyordu” diye konuştu.
"DEPREM RİSKİNİN YÜKSEK OLDUĞU 11 MAHALLEDE İNCELEME YAPTIK"
Mudanya’nın 320 kilometrekarelik bir alanı kapsadığını, ancak öncelikli olarak riskin en yüksek olduğu 11 mahallede çalışma yürüttüklerini ifade eden Dalgıç, “Burgaz, Altıntaş, Arnavutköy, Halitpaşa, Hasköy, Bademli, Mürsel gibi bölgelerde incelemeler yaptık. Eski ve riskli yapıların yoğun olduğu alanlara odaklandık” şeklinde konuştu.
"8 BİN 214 YAPI, 54 BİN 882 BAĞIMSIZ BÖLÜM VE 182 BİN 191 KİŞİLİK BİR ALANI İNCELEDİK"
Çalışmalar kapsamında 8 bin 214 bina, 54.l bin 882 bağımsız bölüm ve 182 bin 191 kişinin yaşadığı bir alanı değerlendirdiklerini aktaran Dalgıç, “Mudanya’nın resmi nüfusu 110 bin civarında ama sürekli yaşayan nüfusun 130-140 bin civarında olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle incelediğimiz alan, ilçenin büyük bir kısmını kapsıyor” diye konuştu.
"DEPREMDEN ÖNCE ÖNLEM ALMALIYIZ"
Hatay ve Adapazarı depremlerini hatırlatan Dalgıç, “Eğer biz depreme hazırlıksız yakalanırsak, Mudanya büyük bir felaket yaşar. Sosyal ve ekonomik planlamayı da bu yüzden önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
"1975 VE ÖNCESİ YÖNETMELİĞE GÖRE YAPILAN BİNALAR BÜYÜK RİSK ALTINDA"
Başkan Dalgıç, "Mudanya’daki binaların büyük bir kısmı eski yönetmeliklere göre yapılmış. 1975 ve öncesi yönetmeliğe göre inşa edilen bina sayısı 2.730. Toplamda 2.7 milyon metrekarelik bir alana denk geliyor. Bu binalar depreme karşı büyük risk oluşturuyor" dedi.
"EN ÖNCELİKLİ OLARAK 1.2 MİLYON METREKARELİK ALAN ELE ALINMALI"
Mudanya’daki bağımsız bölümlerin toplam büyüklüğünün yaklaşık 3.5 milyon metrekare olduğunu belirten Dalgıç, "Bu alanın yüzde 18’lik kısmı, yani yaklaşık 1.2 milyon metrekarelik bölümü, en riskli alan olarak öne çıkıyor. Bu alanlar acilen öncelikli olarak ele alınmalı" dedi.
Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu, Bursa’nın yapı güvenliği konusunda yıllardır aynı uyarıları yaptıklarını ancak somut adımların geciktiğini belirtti.
"HALK OLARAK ÇÖZÜM TALEP ETMELİYİZ"
Rodoplu, veri toplamanın teknik olarak işin en önemli aşamalarından biri olduğunu vurgulayarak, "Veri toplamadan çözüme ulaşamayız. Ancak elimizdeki veriler de iç açıcı değil. Artık bu verilerin ciddiyetine odaklanmalı ve halk olarak çözüm talep etmeliyiz" dedi.
"KENT MESELESİ OLARAK ELE ALMALIYIZ"
Bursa’nın deprem riski açısından ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Rodoplu, "Bu durumu sadece teknik bir konu olarak değil, bir kent meselesi olarak ele almak zorundayız. Çözüm için tüm bileşenlerin el birliğiyle çalışması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından kentsel dönüşüm konusunda bazı çalışmaların hızlandığını ancak bunların çoğunlukla kent merkezine odaklandığını ifade etti. Ayrıca İlkme, "Biz, o dönem yapılan toplantılarda kent merkezinin dışında da büyük sorunlarımız olduğuna dikkat çekmeye çalıştık ama bu konuda yeterince başarılı olamadık" dedi.
"DEPREM BİZE HABERİNİ VERİYOR, AMA GÖRMEZDEN GELİYORUZ"
Deprem gerçeğinin uzun süredir bilindiğini ancak gerekli önlemlerin alınmadığını vurgulayan İlkme, "Kandilli Rasathanesi’nin 1900’den 2023’e kadar olan verilerine baktığımızda, Mudanya ve çevresindeki deprem riskinin açıkça görüldüğünü biliyoruz. Deprem bize haberini veriyor ama biz görmezden geliyoruz" ifadelerini kullandı.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, depremin bir afet değil, doğa olayı olduğunu vurguladı.
Mudanya Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yapı envanteri çalışmasını önemsediklerini belirten Erdem, "Ancak yalnızca bina yapım yılı ya da hangi yönetmeliğe göre yapıldığı gibi genel bilgilerle yetinemeyiz. Sağlıklı kentsel dönüşüm için zemin verileri de dahil olmak üzere daha detaylı analizler yapılmalı" ifadelerini kullandı.
Erdem, 1999 Gölcük ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerini hatırlatarak, "Deprem sonrası yıkılan binalara baktığımızda, iki gün önce hizmete açılmış binaların çöktüğünü, 1999 öncesi yapılan bazı eski binaların ise ayakta kaldığını gördük. Yani mesele sadece bina yaşı değil, yapılan işin kalitesidir" dedi.
"BURSA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM ADIM ADIM PLANLANMALI"
Bursa’nın mevcut yapı stokunun büyük bir bölümünün risk taşıdığını ifade eden Erdem, "Bursa’nın yüzde 65’ini bir anda kentsel dönüşüme sokabilme şansımız yok. Ancak öncelikli bölgeleri belirleyerek, güçlendirme, yeniden inşa ya da tamamlayıcı çözümlerle süreci adım adım yönetmeliyiz" şeklinde konuştu.
"BİZ BURSA İÇİN NE YAPIYORUZ?"
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa’daki yapılaşma sürecine yönelik sert eleştirilerde bulundu. "Biz Bursa’da ne yapıyoruz?" diyerek mevcut inşaat politikalarını sorgulayan Sarıbal, yüksek katlı binaların hızla yükseldiğini, ancak üç katlı eski binaların bile temel, kolon ve demir bağlama gibi en temel mühendislik kriterlerinden yoksun olduğunu belirtti.
"KENTLERİ SAĞLIKLI VE PLANLI BİR ŞEKİLDE İNŞA ETMELİYİZ"
1980'lerden sonra inşaat sektörünün, iktidarların ekonomiyi ayakta tutma mekanizmasına dönüştüğünü savunan Sarıbal, "Bu perspektiften baktığımız sürece, sağlıklı şehirleşme mümkün değil. Müteahhitlik sistemi üzerinden ya da bireysel imkânlarla süreci yönetmeye çalışıyoruz. Oysa kentleri sağlıklı ve planlı bir şekilde inşa etmeliyiz" dedi.