HABER: MAHMUT VURAL
Osmangazi Belediyesi tarafından 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma programı kapsamında Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ziya Karaaslan'ın katılımıyla Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi'nde söyleşi gerçekleştirildi.
Yapılan söyleşiye Osmangazi Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Ersel Nallar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
"DÜŞMANA KARŞI SAVAŞMA MOTİVASYONUNA BÜYÜK ORANDA ETKİDE BULUNMUŞTUR"
Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ziya Karaaslan, Mehmet Akif Ersoy'un Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecindeki milli mücadelenin en büyük önderlerinden bir tanesi olduğunu söyledi. Karaaslan, " Yazmış olduğu İstiklal Marşı'yla milletin birlik ve bütünlüğüne ve düşmana karşı savaşma motivasyonuna büyük oranda etkide bulunmuştur" dedi.
Mehmet Akif Ersoy'un kariyeri ve hayatını anlatan Karaaslan, "Mehmet Akif'i anlamak için sadece onun hayat hikayesini okumak yeterli gelmiyor. Onun zihin dünyasını ve medeniyet tasavvurunu da idare etmek icap ediyor" dedi.
Karaaslan, Recaizade Mahmut Ekrem'in "Milletin milli bir destana ihtiyacı olduğunu ve bunu ancak Mehmed Âkif yazabilir" sözünü hatırtarak 8 yıl sonra İstiklal Marşı'nın yazıldığını söyledi.
Karaaslan, Batılılaşma süreciyle birlikte Osmanlı Devleti'nde çeşitli marşların yazıldığını ancak bunların hiçbirinin resmi bir statü kazanmadığını vurguladı. “II. Mahmud döneminden itibaren Osmanlı bünyesinde çeşitli marşlar bestelenmiş ancak bunlar halk tarafından benimsenen milli bir marş niteliği kazanmamıştır” dedi.
1920’li yıllarda Anadolu’da Milli Mücadele’yi destekleyen ve halkı motive etmeyi amaçlayan bir marş yazılması fikrinin ön plana çıktığını belirten Karaaslan, bu ihtiyacın özellikle Büyük Millet Meclisi ve dönemin askeri yetkilileri tarafından tespit edildiğini ifade etti.
Ayrıca Karaaslan, 1920'nin sonlarına doğru Milli Mücadele’yi en iyi anlatacak marşın yazılması için bir yarışma açıldığını belirtti. Karaaslan “Yarışmaya toplam 724 şiir katıldı ancak hiçbir şiir milli ruhu tam olarak yansıtacak düzeyde görülmedi” dedi.
Ardından Karaaslan, kabul görmeyen marşların ardından dönemin önemli isimlerinden Hasan Basri Bey aracılığıyla Mehmet Akif Ersoy’a ulaşıldığını ve kendisinden bir marş yazması istendiği söyledi.
Son olarak Karaaslan, "Mehmet Akif, ödül için yarışmaya katılmak istememiş, ancak millî bir görev olarak gördüğü için şiirini yazmıştır. Yazdığı şiir, 12 Mart 1921'de Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi marşı olmuştur" dedi