CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’daki cezaevlerinde tutuklu bulunan öğrencilere ve belediye yöneticilerine yönelik uygulamaları sert sözlerle eleştirdi. “Bu bayramı bayram gibi yaşayamayacağımızı ve kutlamayacağımızı ifade etmiştik” diyen Özel, yaşananların hukukla değil, siyasi hesaplarla yürütüldüğünü vurguladı.
Ekrem İmamoğlu ile birlikte çok sayıda belediye yöneticisinin tutuklanmasına değinen Özel, “Bu milletin bayramını zehir edenlere söyleyecek, bayrama yakışır söz yoktur” ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı’nı doğrudan hedef alan Özel, 19 Mart’ta yapılan gözaltı ve tutuklama sürecinin önceden planlandığını söyledi.
Özel, “Gecenin bomba haberi budur” diyerek 8 gün önceden canlı yayında duyuran bir gazetecinin, Cumhur İttifakı'nın bir genel başkan yardımcısından mesaj aldığını belirtti.
CHP heyetiyle birlikte Silivri Cezaevi’ni ziyaret ettiğini belirten Özel, “Her cezaevinden iki kadın, iki erkek arkadaşımızı ziyaret ederek her bir koğuş hakkında bilgi almaya çalıştık” dedi. Ziyaret sırasında tutuklu öğrencilerin moralinin yüksek olduğunu vurgulayan Özel, “'Her şey çok güzel olacak'ı bir kez de Silivri Cezaevi’nde karşılıklı ifade ettik, moral bulduk” diye konuştu.
Öğrencilerin kötü koşullarda tutulduğunu belirten Özel, bazı tutukluların, ağır suçlardan hükümlü kişilerle aynı koğuşlara konduğunu söyledi. “18 yaşında gencecik çocukların annesi babasısınız. Kendi çocuğunuz dışında koğuştaki 58 kişi bir suç türünden dolayı orada. Bu olacak bir iş değildir” diyerek durumu “doğrudan psikolojik işkence” olarak tanımladı.
Özel şunları ifade etti:
- Her ne kadar koğuştaki kimseyi ya da cezaevi yönetimini bir konuda suçlayacak, zor durumda bırakacak, olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterecek bir sözden, bir sözü kurmaktan kaçındık da düşünün ki 18 yaşında gencecik çocukların annesi babasısınız. Kendi çocuğunuz dışında koğuştaki 58 kişi bir suç türünden dolayı orada.
- İki genci koymuşsunuz, geri kalan 47 kişi son derece hepimizin dudaklarını uçuklatacak bir suç türünden hükümlü olarak orada.
- Bu olacak bir iş değildir. Oradaki gençleri ve ailelerini bu psikoloji içinde tutmak doğrudan psikolojik işkencedir.
Tutuklama sürecinde öğrencilere ters kelepçe takıldığını, kötü muamele yapıldığını ve saatlerce ailelerinin bilmediği yerlerde tutulduklarını aktaran Özel, “60 kişiye 4 tane şişe su verilip 'Bu size yeter.' denildi. Kötü sözler, küfürler, kötü muameleler her bir öğrenci tarafından ayrı ayrı rapor ediliyor” dedi. Güvenlik görevlilerine yönelik de uyarılarda bulunan Özel, “Kötü muamelenin, işkencenin ne affı ne zaman aşımı olur” ifadelerini kullandı.
"Ve bugün bu darbeyi yapanların bir avuç olduğunu, uzantıların da kurumlarda üçer beşer olduğunu biliyoruz. O yüzden suça ortak olmayın. Sonunda hesap günü geldiğinde suç işleyenleri ihbar etmek üzere de belgelerinizi bugünden saklayın. O gün tutup ya biri demişti ama kim demişti demeyin. Bugünden yazın, en güvendiğiniz kişiye emanet edin. Bugünün tarihini yazın. O yazının ne zaman yazıldığı karbon testinden gün gibi çıkıyor. Zarfı kapatın, en güvendiğinize teslim edin. Yarın size biri hesap sorarsa zarfı getirirler. O günkü ifadesi buydu derler, biz de kabul ederiz"
Özel, gençlere kötü muamelede bulunanlara karşı hukuk mücadelesi verileceğini belirtti. “Yazılı emir varsa sorumlusu emri verendir, yoksa uygulayandır” diyerek kamu görevlilerine seslendi. Tanık olanlardan da delil saklamamalarını istedi:
- Gördüğünüz şahitlikleri unutmadan, gün, saat, yer, isim yazarak yazın, kapalı zarfa koyun.
- Gün gelince sorulduğunda "Ben değildim, şuydu. Emri veren buydu." derseniz o zaman siz kurtulacaksınız, suçsuzluğunuz ispatlanacak. Bu çetenin yaptıkları çorap söküğü gibi ortaya çıkacak. Bu konuda, bu konuda ilgili, geçmişte önemli görevler yapmış mülkiye müfettişlerinin, geçmişte önemli soruşturmaları yürütmüş kişilerin yönlendirmeleriyle bu meselenin nasıl üstünde olduğumuzu herkes bilsin. "Ters kelepçe takın, yatırın yere yüz üstüne, orada kalsın." deyip o enseye basan, surata basanın günü gelince gırtlağına hukuk basacak, hesap soracak. Bu kadar net söylüyoruz. Suç işlemeyen korkmasın. Bundan sonra suça teşvik edilen yazılı emir istesin. Gördüğünüz şahitlikleri unutmadan, gün, saat, yer, isim yazarak yazın, kapalı zarfa koyun. Bu soruşturma sene değilse öbür sene var. Bundan sonra da gençlere nasıl davranılacaksa hukuk devleti içinde öyle davranılacak. Bunun ucunu bırakan, hesabını sormayan asla ve asla biz olmayacağız. Kimse şöyle bir şey düşünmesin. Seçimi kazanacağız, bundan öncesine temiz bir sayfa, temiz bir sayfa açtık, bundan gerisini temizledik. Oy veren korkmasın, üye olan korkmasın, suçu olmayan korkmasın. Ama bugünlerde zulüm yapan, hakaret yapan, iftira atan, televizyonlarda yalan yorumlar yapan, suçsuz insanlara masumiyet karinesini düşünmeden iftira atan, olmayan delili varmış gibi anlatan, olmayan raporu varmış gibi anlatan yorumcular, öyle geçmişe sünger, geleceğe temiz sayfa yok kardeşim, yok. Bu ülkenin tertemiz vatandaşlarını helalleşmek var, önümüze bakmak var. Devleti suç örgütü gibi yönetenlere, aparatlarına ve bu kirliliğe sessiz kalanlara hukuk devleti içinde sonuna kadar hesap sorulacak."
Özel, seçimi kazansalar dahi geçmişte işlenen suçları unutmayacaklarını belirtti:
- “Geçmişe sünger, geleceğe temiz sayfa yok kardeşim, yok. Devleti suç örgütü gibi yönetenlere, aparatlarına ve bu kirliliğe sessiz kalanlara hukuk devleti içinde sonuna kadar hesap sorulacak.”
Özel, Hizbullahçıların affedilmesi hakkında da şunları dile getirdi:
- "Bayramda Hizbullahçıları yetki kullanıp serbest bırakan Erdoğan'a, Türkiye'nin geçmişini karartan, geleceğini karartmak için de tertip içinde olan canilere değil, Türkiye'nin geleceği aydınlansın diyen her biri pırıl pırıl, her biri iyi yetişmiş, hiçbirinin elinde bırakın kan, kir olmayan gençleri Silivri'de tutmanın utançını, bunun ne kadar öz güveni düşük, ne kadar kötülük içeren, ne kadar bugünün ruhundan Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu birlik, beraberlik, huzur ortamından kopmuş bir ruh halinde olduğunu bir kez daha kendisine hatırlatıyoruz.
- Hizbullahçıları değil, Türkiye'nin geleceğini serbest bırakması gerektiğini ifade ediyoruz. Ancak bazı öğrencilerimiz cezaevinde koğuşlarda yer olmadığı için o gerekçeyle çeşitli koğuşlara ikişerli hatta kimi tek başına konmuş durumda. Koğuşlarda diğer Türk Ceza Kanunu suçlarından tutuklu ve hükümlüler var. "