AKP iktidarının yargı sopasını kullanarak, ‘terbiye’ etmeye çalıştığı, dahası zaman zaman düşman muamelesi yaptığı siyasal kuruluş Cumhuriyet Halk Partisi…
AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun söylediği gibi mertçe yarışmak yerine CHP içindeki namertleri kullanarak siyasal iktidarının devamlılığını sağlamaya çalışıyor; hem de ölene kadar.
Tıpkı sultanlar gibi…
Yarışın dışına atmaya çalıştıkları en baş aktör de İstanbul’da başarılarıyla öne çıkan İmamoğlu…
Bazıları istiyor ki, CHP elini kolunu bağlayarak otursun Tayyip Erdoğan’ın yargı eliyle dizayn etmeye çalıştığı siyasete ses çıkarmasın, seçimi beklesin!
Yok öyle yağma!
Otoriteleşmenin her gün yeni bir yüzünü gösterdiği dönemde hem erken seçim isteyip hem oturup beklemek hata olur.
CHP yönetimi ile Özgür Özel, doğru adımlarla karşı hamle yaparak, AKP’nin hukuk komisyonu gibi çalışan yargıya gerekli yanıtı vermeye çalışıyor
Önseçimi bir karşı duruş olarak yorumlamak gerekiyor.
Bu işin bir başka büyük kazancı daha oldu. Türkiye genelinde yoğun bir üye kampanyası yürütüldü. Özgür Özel gelene kadar 1 milyon 250 bin olan üye sayısı 1 milyon 600 bine kadar yükseldi.
Bu kampanya ile hedef 1 milyon 750 bini yakalamaktı. Bakalım son sayı kaç olacak?
Bu arada önseçimde 1 milyon oy kullanırsa, 1 milyon imza ile cumhurbaşkanlığı adaylığı ilan edilmiş olacak.
Bursa’da üye sayısı 36 bin civarındaydı. Sayının 50 bini bulması an meselesi…
Çok ilginç isimler partiye katılmaya başladı.
Bir dönem ANAP İl Başkan Yardımcılığı yapan, duayen sanayici Celal Beysel ile eşi Ayşe Beysel, Dr. Halil Gümüş 28 Şubat günü İl Başkanlığı’na giderek CHP’ye üye oldular.O Celal Beysel ki, geçmişte Bursa’da bir dönem BUSİAD, bir dönem de TÜRKONFED gibi iş insanlarının oluşturduğu önemli kuruluşlarda başkanlıklar yapmış, Adalet Partili aileden gelen bir isim…
Keza eşi Ayşe Beysel, uzun yıllar Adalet Partisi Adana senatörlüğü yapan bir siyasetçinin kızı…
Üye katılımında ben de hazır bulundum.
İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, “Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Cumhuriyetin kazanımlarını, Atatürk’ün devrimlerini yeniden hayata geçirmek zorunda kalacağız. Kolay da olmayacak. Çünkü iktidar saltanatını kaybetmemek için her türlü zorbalığa başvuruyor. Her sabah bir başka gözaltıyla, tutuklamayla uyanıyoruz. Ama umutsuz değiliz, korkmuyoruz. Bu ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkaracağız. Burada sizin de bize verdiğiniz destek manevi olarak çok önemli” dedi. İş insanı Celal Beysel de “Biz de demokrasiye bir katkımız olsun diye buradayız” dedikten sonra paylaşmam için şu iletiyi gönderdi: “Ben, 1993 yılında politika ile ANAP’ta Bursa il yönetiminde girerek tanıştım. 1998 yılında Türkiye’deki politik ortamın bana uygun olmadığını düşündüm ve istifa ederek politikayla ilişkimi bitirdim. O günden beri de hiç ilgilenmedim. Sadece çeşitli vakıflarda, gönüllü STK’larda demokratik görevlerimi yaptım. Şimdi de işlerimi çocuklarıma devrettim, emeklilik dönemindeyim. Ancak Bursa Üniversitesini Güçlendirme Vakfındaki 54 yıllık Vakıf geleneğini hiçe sayarak hiçbir konsensüs arama zahmetine girmeden hoyratça yapılan baskın seçim, demokrasiyi kullanarak bizleri marjinalleştirme çabası içinde olanların varlığını hatırlattı bana. Geçmişi silme operasyonu ile demokrasi bağdaşmaz. Dolayısı ile demokrasiye bir katkımız olabilir mi düşüncesiyle eşim ve ben bugün CHP’ye üyelik başvurusunda bulunmaya karar verdik.”(Uludağ Üniversitesi Vakfı’nda dönen ayak oyunlarını ayrı bir yazı konusu yapacağım.)
O kim diye sorarsanız, anlatayım.
Bursa’nın şu anda en değerli arazisi, Acemler’de o gözünüzün görmeye doyamadığı, betonlaşmayan Dinçsoy çiftliğinin sahibi…
Rahmetli Ali Muhittin Dinçsoy’un eşi Berrin Dinçsoy’a neden CHP üye oldunuz diye sorduğumda, “Geç bile kaldım” diyerek yanıtladı sorumu… Bu yazının dipnotu: ANAP eski Milletvekili Feridun Pehlivan da bir süre önce CHP İl Başkanlığı’na giderek üyeliğini yenilemişti.