Değişim gerçekleşmedi. İlhami Gün 172 oy alırken, Ahmet Keskin 153 oyda kaldı.
CHP Yıldırım ilçe kongresinde, Osmangazi’dekine benzer tablo vardı.
Barış Manço Kültür Merkezi’ndeki salon hınca hınç doluydu; fuayede yüzlerce insan, dışarda sigara içen bir başka kalabalık uğultu halinde konuşuyordu.
CHP’liler, kutsal hac farizasını yerine getirmek için oradan oraya koşturan, şeytan taşlamaya hazır hacılara benziyorlardı.
Seçim sandığında galibiyete susamış olanlar hiç olmazsa kendi iç mücadelesindeki galibiyetle moral bulmak istiyorlardı.
****
Salona girdim, CHP milletvekili adaylarından, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Başkanı
Jülide Akköprü mesaj attı, “
Türkiye’de olağanüstü kongreye giden kaç ilçe var, biliyor musunuz?” diye…
Olmadığını tahmin ettiğimi yazdım ama emin değildim.
Kürsüye çıkan Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “
Türkiye’nin hiçbir yerinde bu tür imza toplayarak olağanüstü kongre isteme yok” deyince emin oldum.
Yalnız, Parti Meclisi üyesi Sarıbal’ın “
Neden burada oluyor, sorgulanmalı” sözünü ben anlamadım; neden sadece Bursa’da oluyor acaba?
Orhaneli’de imza toplandı, mevcut başkan yeniden seçildi. Osmangazi’de ‘devrim (!)’ yapıldı, seçim kazanan örgütün lideri
Cengiz Çelikten gitti, yerine herkesin takdir ettiği
Raşit Gürbüz geldi.
De ne oldu?
SÜNGÜSÜ KALEM OLAN GAZETECİLER
Neyse biz Yıldırım’daki salona dönersek, kayyum İlçe Başkanı
Necmettin Su’nun açılışından sonra Parti Meclisi Üyesi
Yalçın Görgöz Divan Başkanlığı’na seçildi.
‘AKP’nin organize bir kötülük örgütü’ olduğu vurgusu yargı sopasıyla muhalefeti susturma çabalarına karşı bir net bir çıkıştı.
İl Başkanı
Nihat Yeşiltaş, gazetecilere yönelik baskılardan söz etti ama Yalçın Görgöz,
BirGün’deki gazetecilerin isimlerini belirterek eleştirisini yöneltti.
Tam o sırada HaberTürk’te bir yazar, Bursa’da da görev yapmış olan Süleyman Nazif’ten söz ederken, “
Süngüsü kalemi olan Don Kişot” tanımlamasında bulundu.
Ne güzel bir betimleme?
Birgün’de çalışan gazetecilerin süngüleri sadece bilgisayarları…
Tam yeri gelmişken belirtmiş olayım, selam olsun yel değirmenlerine karşı savaşanlara…

****
Nihat Yeşiltaş’ın ardından Parti Meclisi’nin genç, çalışkan ve gelecek ümidi taşıyan üyesi
Canan Taşer konuştu.
Ardından kürsüye çıkan
Orhan Sarıbal’ın sözleri tartışmaya açıktı. Genel Merkez’i eleştirdi ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun 39 milletvekilini CHP’lilerin sırtından başka partilere dağıtmasına tek cümle etmedi.
Özgür Özel’in, CHP’ye verilen emanet oyları dikkate alarak, “
Seçmen iktidara sarı kart gösterdi, kırmızı kart vermedi. Hemen seçim istersem o seçmenin emanet oyuna ihanet etmiş olurum” düşüncesini eleştirdi ama haksızdı. Çünkü CHP yönetimi iki seçimden yeni çıkmış vatandaşı sandığa çağırsaydı tepki görürdü.
Kaldı ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme politikası ile Özgür Özel’in normalleşme politikası arasında esaslı bir fark var mı?
Birini eleştirip diğerine sahip çıkmak çifte standart değil mi?
****
Orhan Sarıbal’ın sözlerini Neşet Ertaş’ın dizeleriyle bitirmesi güzeldi:
“
Süte su karıştı, söze yalan, mideye haram!”
ADAYLAR SAHNEYE ÇIKTI
CHP Yıldırım kongresinde Avukat Ahmet Keskin ile eski başkan İlhami Gün yarıştı.
Her iki aday da kürsüye eşleriyle çıktı.
Çok güzel, çok doğru davranıştı. Ahmet Keskin’in müzisyen oğlu Ali de anne-babasına eşlik etti.
İlk konuşmayı
Ahmet Keskin yaptı.
CHP’lilere adete örgütçülük nasıl yapılmalı dersi verdi.
Harika bir konuşmaydı.
Yıldırım’ın pek çok mahallesinde tarikat-cemaatlere ait dernekler, vakıflar olduğunu, bunların karanlığı örgütlediğini buna karşın CHP’lilerin sadece seçim dönemi sahaya çıktıklarını söyledi.
****

Seyirci üstünlüğü
İlhami Gün’deydi ama Ahmet Keskin’in yıllardır biriktirdiği dostları, değişim arzusuyla birleştiğinde sonuç alacak gibi görünüyordu.
Ama olmadı.
Değişim gerçekleşmedi.
İlhami Gün 172 oy alırken, Ahmet Keskin 153 oyda kaldı.