Gündem hep kadın..

Sadece bizim ülkemizde mi?

Değil..

Tüm dünyada kadın gündemin ilk maddesi hep.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yine pek çok kutlamaya, kadın haklarının konuşulmasına, kadınlara uygulanan mobbing ve şiddetlere , kadının toplumdaki yeri ve önemine yönelik konuşmalar, büyük büyük laflara ev sahipliği yapacak.

Yıllardır sürekli kadın hakları, kadının iş hayatındaki yeri, anneliği, kadın kimliği her şekilde tartışmaya açık bizim ülkemizde.

Giyimi, kuşamı, makyajı, saçının rengi, modeli, mücevherleri hep göz önündedir.

Başarısı, eğitimi, kariyeri, hayata bakışı, okuduğu kitap sayısı, yaşamın neresinde ne kadar var olduğu, neler yapabileceği hep ikinci, üçüncü plandadır.

Oysaki..

Hayatını ailesine ve kariyerine adamış yüzlerce kadın var ülkemizde.

Erkek egemen toplumumuzda kadına hep erkeğin arkasında onu başarıya taşıma görevi veriliyor.

Çok az sayıda erkek, eşinin ya da partnerinin başarısının gölgesinde kalmayı, onu desteklemeyi seçebiliyor.

Unutulan şu ki, hangi alanda olursa olsun kadın tüm engellere rağmen yenik düşmez.

Sokaklarda çöp toplayan kadınlar, sırtına yüklediği bebeği ile tarlada çapa sallayan anne, holding başkanlığı yapan eğitimli kadın, memuru, işçisi, düşünürü, bilim insanı olan tüm kadınların ortak noktasıdır CESARET…

Geçmişten geleceğe tüm kadınlarımız yıllar içinde var olma mücadelesi verirken hep gelecek nesil kadınlarını daha söz sahibi yapmanın derdinde olmuşlar.

İş hayatı ve siyasi yaşama baktığımızda kadınlar daha enerjik ve pratik.

Çünkü..

Kadınlar aynı anda birkaç işi yapma becerisine sahiptirler yapısal olarak.

Üzücü olan bu yüzyılda bile hala kadın haklarının savunulması bence.

Feministlik değil ama niye erkeklerin haklarını tartışmıyoruz?

Masada konu hep kadın.

Dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda seçme ve seçilme haklarını elde etmiş Türk kadını hala sokaklarda, konferans salonlarında haklarının verilmesi kavgası veriyor.

Eteğinin boyu, attığı kahkahası, sürdüğü rujun rengi ve erkeği nasıl tahrik ettiği ithamlarından öteye geçilemiyor.

İş hayatında kariyerinin zirvesine çıkmış hem cinslerimize yapılan iltifatlar bile başarısı için değil, güzelliği, şıklığı üzerinedir.

Kadın güzeldir, şıktır, başarılıdır, fedakârdır, cesaretlidir.

Bütünsel bakılabildiğinde ve kabul edildiğinde kadın hakları savunuculuğu azalacak ya da son bulacaktır.

Burada tek suçlu erkeler değil elbette.

Kadın kadının yurdu olmayı başardığında her şey değişecek, inanıyorum.

Kadın kadına 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlanacak, çiçekler, hediyeler verilecek, büyük büyük laflarla kadınların toplumdaki mücadelesi anlatılacak, bolca alkış ve övgüler yağacak…

Sonra?

Sonrasında 9 Mart ve her şey kaldığı yerden aynı şekilde devam edecek.

Kadınlar evde ve işteki büyük mücadelesine hiç dün olmamış gibi adım atacak.

Olsun..

Kadın güçlüdür, cesurdur, başarır.

CESARETİMİZ en büyük madalyonumuzdur.