Önceki bu köşeden haberini duyurduğum Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşu BUSKİ’de 2018-2024 yılları arasında yolsuzluk yapan bir ekip ve onun üzerinden para akladığı 599 kişi yargı önüne çıkıyor.
Son yılların en büyük yolsuzluk davası olarak tarihe geçecek olan yargılamanın öyküsünü, işin ortaya çıkmasını sağlayan İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Mehmet Temirtaş’dan dinledim.
Türkiye’nin en büyük yargılaması cuma günü Bursa’da başlıyor
****
Gemlik’te ikamet eden H. K. adlı yurttaşa bir telefon gelir. Telefondaki arkadaşı “Hesabımda bloke var. BUSKİ’den bana yövmiye parası yatırılacak. Senin hesabına gönderseler, oradan bana aktarsan olur mu?” diye soruyor.
H. K. da “Olur, neden olmasın?” diyor ama hesaba 100 bin lira gelince, şüpheye düşüyor.
O sırada Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olan Mehmet Temirtaş’a durumu soruyor.
Temirtaş da arkadaşına “100 bin lira yövmiye olmaz” diyerek bir avukat aracılığıyla parayı hesaba geri göndermesini öneriyor. H. K. da bunu yapıyor.
Mehmet Temirtaş, 15 Aralık 2024 sabahı konuyu BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç’e iletiyor.
Gülenç önce “Rutin ödemeler bunlar” diye yanıt veriyor.
Çünkü BUSKİ yüklenicileri, iş yaparken zarar verdikleri dükkan-işyeri veya başka bir konuyla ilgili kurumun hesabına para yatırmak zorundalar. Veya ödenekten kesilerek mahsuplaşmak durumundalar.
Bakıyorlar ödemeyle ilgili ortada bir dilekçe yok, parayı isteyen kişinin dükkanı veya işyeri zarar görmüş değil.
Mehmet Temirtaş bu kez dönemin Genel Sekreteri Ulaş Akhan’a şikayeti iletiyor.
****
Soruşturma önce kapatılmak isteniyor, işin organizatörü Gökhan Atlıoğlu’ndan 500 bin lirayı BUSKİ hesabına yatırması isteniyor ama anlaşıyor ki işlemler 2018 yılından bu yana devam ediyor.
Önce birimin bağlı olduğu yönetici Nigar Hanım sorgulanıyor, iş onun üzerine yüklenmek isteniyor.
Ancak bütün bu sistemi kuranları işe alan, yerleştiren o sırada Teftiş Kurulu Başkanı olan H. K.
Hatta bazı fişlerde imzası bile var.
****
İç soruşturma sürecinde BUSKİ yöneticileri Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na da bilgi veriyorlar. Adli soruşturma başlıyor.
Gözaltılar oluyor.
Sonuçta BUSKİ’de çalışan ve şu anda tutuklu bulunan Arzu Atlıoğlu, eşi Gökhan Atlıoğlu, Fatih Demir, İlhan Erten ile şu anda ev hapsinde olan Fezai Gartel ve Oktay Yıldız’ın ana sanık olduğu 599 kişinin yargılanacağı dava ortaya çıkıyor.
Cuma sabahı saat 10.00’da Bursa 6.Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak yargılamanın ilk etabında tutuklu sanıklar sorgulanacak. Mayıs ayında geniş bir salonda iki hafta üst üste üzerinden para aklanan 599 kişinin yargılaması yapılacak.
AHMET KESKİN’İN GÖZALTINA ALINMASI HUKUKSUZDUR
Avukat Ahmet Keskin’in rahmetli babası Rize’den arkadaşım-ağabeyimdi; kendisi avukatımdır.
Baro gereken açıklamayı yaptı. Avukat Deniz Baykal hukuksal desteği veriyor.
Demokratik hakkını kullanan binlerce insandan biridir Ahmet Keskin…
Avukatlığını başarıyla sürdürdüğü Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal'ın bu konudaki açıklamasına yer vererek, tarihe kendi çapımda bir not düşeyim:
“Oda avukatımız Av. Ahmet Keskin bu sabah saatlerinde İstanbul’da gözaltına alınmıştır.
Avukat kimliğinden ve CHP Yıldırım İlçe Başkan adaylığından başka hiçbir kimliği olmayan avukatımızın gözaltına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur, çağrılsaydı zaten ifade vermeye gidecek durumda olan Av. Ahmet Keskin’in bir an önce salıverilmesini bekliyoruz.
Ülkemizin içinden geçtiği bu zor günlerde, hukukun, adaletin ve demokrasinin varlığının önemini, gücünü çok daha iyi anlıyor, laik ve demokratik Türkiye için mücadelemizi tekrarlıyoruz.
Hukukun olmadığı yerde hayvanın hak ve refahından, veteriner hekimin uygun çalışma koşullarından, haklarını almasından, Tek Sağlık yaklaşımının tesis edilebilecek olmasından da bahsedemeyiz.
Son dönemde ülkemizde yaşanan antidemokratik uygulamalar, hukuk devleti ilkesi ve demokratik değerler açısından büyük bir endişe kaynağıdır. Demokrasinin temel unsurlarından olan ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin zedelenmesi, yalnızca bireylerin hak ve özgürlüklerini değil, aynı zamanda meslek örgütlerimizin bağımsızlığını ve kamu yararına olan çalışmalarını da tehdit etmektedir.
Bu nedenle, Anayasa’nın 34. Maddesi olan ‘’Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’ maddesi gereğince toplanma ve yürüyüşlere izin verilmeli, bu eylemlere katılanların gözaltına alınmalarından ve tutuklanmalarından bir an önce vazgeçilmelidir.
Genç nesillerin özgür düşünerek gelişebileceği bir ortam, yalnızca bireysel başarılarını değil, insanlığın genel ilerlemesini de mümkün kılar. Fikirlerin özgürce tartışılabildiği, eleştirel düşüncenin desteklendiği bir toplum, bilimde, sanatta ve tüm alanlarda ilerlemeye katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, gençlerin özgürce düşünebileceği ve kendilerini ifade edebileceği bir demokratik yapının korunması, hepimizin sorumluluğudur.
Bu anlamda, 7527 sayılı yönetmeliğin iptali davasını birlikte açtığımız, sahipsiz hayvanların yaşam hakkı için birlikte mücadele verdiğimiz, veteriner hekimlerin hukuki mücadelelerine destek veren, aynı zamanda genç bir avukat olan Ahmet Keskin’in, yeniden çalışmalarına dönebilmesi için salıverilmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz.”