PKK ile barışıp, CHP ile savaşmayı seçti AKP iktidarını elinde tutan güçler…

İmralı’da Apo ile görüşüp, Kandil’e mektup servis eden görevliler, CHP’nin DEM Parti ile bazı yerlerde yaptığı kent uzlaşısını terörle iltisaklı suçlu olarak gösterdi.

Oysa aynı DEM Parti heyeti,  aynı gün, MHP dahil iktidardan hüsnü kabul gördü, baş köşelerde ağırlandı.

****

Seçim yoluyla yenemeyeceklerini düşündükleri Ekrem İmamoğlu’na FETÖ’den öğrendikleri yöntemlerle pusu kurdular.

Mertçe savaşmayı değil tıpkı Kuran-ı Kerim’i süngü uçlarına takanlar gibi kalleşçe davranmayı seçtiler.

****

Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasını iptal ettiler.

İptal edildiği akşam Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in katılıp konuşma yaptığı Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın iftarı vardı.

Masamızda oturan Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun çok kızgındı:

Cinayet işleyen birinin bile zaman aşımı 20 artı 10 yıl, yani 30 yıldır. Hukuk ortadan kaldırıldı” diye isyan ediyordu bir hukuk adamı olarak…

****

Şu bilinsin ki, Türkiye’yi giydirilmeye çalışılan Azerbaycan, Rusya, Kırgızistan modeli elbise dar gelir.

Bu ülke Tayyip Erdoğan’ın Putin yapılmasına izin vermez.

Çünkü 1808 Sened-i İttifak’ını, gavur padişah İkinci Mahmut’un reformlarını, Abdülmecit döneminin devrimci atılımlarını kenara koysak da bu toplumun 1876 yılından bu yana süren bir anayasa arayışı var.

Bu arayışın temeli, güçler ayrılığı, tek adamın yetkilerinin sınırlanmasıdır esas olarak…

1908 devrimiyle anayasayı tanımayan Abdülhamit devrildi. 1909 yılında ilk kez serbest seçimler yapıldı.

İttihat ve Terakki Partisi’nin zorbalığı bu seçime gölge düşürse de Atatürk’ün öncülüğünde 1919 Mayıs’ta başlayan kurtuluş savaşı sürecini bile millet iradesine dayanan TBMM yürütmedi mi?

1925-31 yıllarında Atatürk iki kez demokrasi-çok partili rejim denemesi yaptı. Başarılı olamadı ama niyetini ortaya koydu. Demokrasinin alt yapısının oluşmasını sağladı.

Ve İsmet İnönü 1950 yılında hiç itiraz etmeden milli şef koltuğundan indi, muhalefet partisi lideri oldu. Bunu içine sindirdi.

****

1960-1980 darbecileri (İkisini kesinlikle aynı kefeye koymuyorum) iki yıllık geçiş döneminden sonra serbest seçimlere dönmek zorunda kaldılar.

Gelinen noktada serbest seçimlerin, serbest yarışın önünü kesmeye çalışan Tayyip Erdoğan ve ekibi, iyi bilmeli ki, Türkiye 1’den büyüktür.

Bu ülke insanı seçme ve seçilme hakkından vazgeçmez, demokrasinin askıya alınmasına da izin vermez.

PAZAR GÜNÜ İKİ SANDIK KURULACAK

Bugün İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın çağrısıyla hem gazeteci hem de demokrasinin tehdit altında olduğunu düşünen bir aydın olarak İl Başkanlığı önündeydim.

İlk kez CHP’lileri bu kadar öfkeli gördüm.

Katılım her zamankinden fazlaydı ama bu ülkeye demokrasiyi getirecek kadar yoktu.

Umarım bu eksiklik 23 Mart günü sandıklarda kullanılacak oyla tamamlanır.

Özgür Özel ve CHP Genel Merkezi çok doğru bir karar aldı.

Seçimin olduğu merkezlerde iki sandık kurulacak. Birinde üyeler oy kullanacak; ötekisinde demokrasiye inananlar, dayanışma için gelecek olanlar…

Kurtuluş yok tek başına, haydi herkes iş başına!