Mevcut anayasaya göre Erdoğan yeniden aday olamıyor. Bazıları sürekli tekrar edip bize kabul ettirmeye çalıştığı gibi erken seçim olsa da olamıyor. Tek çare anayasa 101.maddeyi değiştirmek. Daha önce bunu You Tube kanalımdan birkaç kez dile getirdim, burada tekrara düşmek istemiyorum, merak edenler o videoları seyreder ya da daha kolayı açar anayasayı okurlar ve anlarlar neden böyle söylediğimi.
Peki, madem öyle, hadi iktidar işine geldiği için Erdoğan’ın erken seçimle aday olabileceği nakaratını tekrarlıyor diyelim, muhalefet neden aynı bozuk koroya katılıyor? Muhalefet partilerinin ve destekçilerinin çok yetkin ve donanımlı yüzlerce hukukçusu mevcut olduğuna ve bu çok açık hükmü anlamama ya da yanlış anlama ihtimali olmadığına göre bunu iki nedenle yapıyor olabilirler;
1.Başka türlü Erdoğan’dan kurtuluş yok, biz onun önünü açarsak o da erken seçime razı olur ülkenin önünü açar diye düşünüyor ve erken seçime rıza karşılığında bir nevi siyasi rüşvet teklif ediyor olabilirler.
2. Diğer ihtimal de Erdoğan, muhalefetin aday olmana itiraz etmeyeceğiz beyanına itibar ederek aday olursa bu defa YSK’ya başvurarak adaylığına engel olmak. Yani Erdoğan’ı oyuna getirmek…
Şimdi bu yazıyı okuyan okurlar sen neden bahsediyorsun kardeşim hangi YSK anayasaya bakıp Erdoğan’a aday olamazsın diyecek diyebilir? Bu konjonktürde haksız da sayılmazlar. Yüksek yargı ve devletin tepelerindeki diğer yüksek kurumları Erdoğan yıllar içinde çok ince işçiliklerle kendi iktidarının bekasını garanti edecek şekilde gergef gibi işledi. İşledi de uzak yakın siyaset tarihini az çok okuyanlar çok iyi bilir ki seçimi kaybedecek ya da kaybetme riski yüksek aday için hiçbir bürokrat açıkça suç işleyemez. Seçim kazanma şansının kalmadığını gördüğünde YSK anayasaya açıkça aykırı şekilde Erdoğan’ın adaylığına geçit veremez, çünkü bu anayasal bir suçtur, yargılandıklarında yapılacak hiçbir savunma da yoktur.
İşte o yüzden diyorum Erdoğan yeniden aday olmak istiyorsa CHP ve diğer muhalefet partileri ile anlaşıp ülkeyi bir an önce seçime götürmek ve İmamoğlu ile yarışmak zorundadır. Seçimin gerçek bir seçim olması/sayılması için de en sıkı ve sahici rakip olan Ekrem İmamoğlu’nun önüne konulan yapay yargı engellerinin kaldırılması şart.
Özellikle iktidar cenahının propagandası olarak gitgide yayılan ve ana muhalefete dahi sirayet eden toksik bir söylentiye göre İmamoğlu’nun önü kesilip Mansur Yavaş da geri çekildiğine göre Özgür Özel’in önü açıldı. Artık CHP’nin doğal adayı Özgür Özel’dir. Erdoğan daha önceki seçimlerde olduğu gibi rakibini yine kendi belirledi. Bunu söyleyenler Özgür Özel’i de CHP kurumsal kimliğini de çok hafife alıyorlar bana göre. Evet, Özgür Özel CHP genel başkanı olarak girdiği ilk seçimde aldığı tarihi galibiyeti hemen tabelaya yazdırıp erken seçimi zorlamadı, yumuşama, normalleşme politikaları ile iktidara hayat öpücüğü verdi, yanlış yaptı ama 19 Mart sürecini de çok iyi yönetti. Taç giyen baş çabuk akıllandı. 15.5 milyon oyla aday yapılan ve 30 milyon imzayla desteklenen İmamoğlu’na rağmen aday olması akla mantığa vicdana ve vefaya sığmaz.
İyi de İmamoğlu sözde hukuk yoluyla birkaç kanaldan birden engellenirse, Özgür Özel aday olmaya mecbur kalırsa ne olacak? Hayır, öyle bir mecburiyet yoktur. Muhalefetin görevi gayrı meşru bir seçimi aklamak ya da her gördüğü ahlaksız teklife atlamak değildir. Hakkın ve halkın üstünde bir güç yoktur. Muhalefet ya bu gücü iktidara taşıyacak ya da halkın önünden çekilecektir.
Tüm bu nedenlerle İmamoğlu ve diğer siyasi muhalifler üzerindeki yargı baskısının kısa bir süre sonra kalkacağına ve ülkenin ideal normale değilse de kendi normaline döneceğine inanıyorum.